Bursa için köprüden önceki son çıkış! Uyarı geldi...

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, kentteki içme suyu kaynakları ve Uluabat Gölü'nün geleceğini tehdit eden su tahsis planlamalarıyla ilgili önemli uyarılarda bulundu. İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem, "Bursa'nın can suyu olan Çınarcık Barajı'nın içme suyu hakkının sanayiye devri, kenti ekolojik bir felaketin eşiğine getirebilir. Bu şehir için köprüden önceki son çıkıştayız" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 31.10.2025 11:15
Haber Güncellenme Tarihi: 31.10.2025 11:15

SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, kentin içme suyu kaynakları ve Uluabat Gölü'nü tehdit eden planlamalarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem, "Çınarcık Barajı'nın suyu Bursa halkına aittir. Bu suyu sanayiye aktarmak, geleceğimizi tehlikeye atmaktır. Bursa için köprüden önceki son çıkıştayız" dedi.

"KENT ANAYASASI KORUNAMADI, SU RİSKİ DERİNLEŞTİ"

İMO Bursa Şubesi tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan Başkan Serdar Atilla Erdem, küresel iklim değişikliğinin Bursa'nın su kaynakları üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, kentteki çevre planlamasının sürdürülebilirlik açısından yetersiz kaldığını belirtti. Erdem, "1998'de hazırlanmış olan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı yani kent anayasamız korunamamış, güncellenememiş ve birçok kritik kırmızı çizgisi delinmiştir. Bu durum bugün karşı karşıya olduğumuz su krizinin temel nedenlerinden biridir" dedi.

"ÇINARCIK BARAJI BURSA'NIN CAN SUYUDUR"

Bursa'nın su ihtiyacının Doğancı ve Nilüfer barajlarının yanı sıra yeraltı sularından karşılandığını belirten Erdem, Çınarcık Barajı'nın hem içme suyu hem de Uluabat Gölü'nün ekolojik devamlılığı açısından hayati önem taşıdığını vurguladı. "Barajın yüzde 23'ü içme suyu, yüzde 23'ü tarım sulama, yüzde 54'ü enerji için planlanmıştır. Enerji üretimi sonrası çıkan kuyruk suyu Uluabat Gölü'nü besleyerek gölün yaşamını sürdürmesini sağlar" diyen Erdem, bu dengenin bozulmasının Bursa'yı geri dönüşü olmayan bir çevresel tahribata sürükleyebileceğini söyledi.

"70 MİLYON METREKÜP SU SANAYİYE AKTARILAMAZ"

Erdem, DSİ'nin geçmişte yaptığı tahsis planlarının günümüz koşullarında geçerliliğini yitirdiğini belirterek, Çınarcık Barajı'ndan sanayiye 70 milyon metreküp su aktarımı yönündeki girişimlere karşı çıktı. "Bugün Bursa'nın nüfusu 3,2 milyonu aşmış, iklim krizi derinleşmiştir. Böyle bir dönemde barajın suyunu sanayiye tahsis etmek kabul edilemez. Bu planlama, kent anayasasının ruhuna aykırıdır" ifadelerini kullandı.

Erdem ayrıca TEKNOSAB ve TOSAB gibi sanayi bölgelerinin, Uluabat Gölü'nü besleyen kuyruk suyundan 34 milyon metreküp su talep ettiğini, bunun da gölün ekolojik varlığı için ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

"ALTERNATİF SU KAYNAKLARINA YÖNELMELİYİZ"

Sanayinin su ihtiyacının karşılanmasında alternatif yöntemlerin uygulanabileceğini belirten Erdem, atıksu geri dönüşümü, yağmur suyu toplama ve deniz suyu arıtma teknolojileri gibi çözümleri örnek göstererek, "Bursa OSB ve DOSAB gibi bölgelerde atık suyun geri kazanımına yönelik başarılı örnekler var. Aynı şekilde Batı ve Doğu Atıksu Arıtma Tesislerinden çıkan yıllık 150 milyon metreküp suyun yeniden kullanımı mümkündür. Bu miktar, Çınarcık Barajı'nın Bursa'ya tahsis ettiği su miktarından fazladır" dedi.

"SANAYİ NİCELİKTE DEĞİL, NİTELİKTE BÜYÜMELİ"

Erdem, sanayicilerin su temininde ucuz ve kolay yollardan vazgeçerek sürdürülebilir sistemlere geçmesi gerektiğini belirtti:

"Artık Bursa'dan almanın değil, Bursa'ya vermenin zamanı geldi. Sanayicimiz, yerel yönetimler, akademik çevreler ve vatandaşlarımızla birlikte 2050'ye sürdürülebilir bir kent hedefiyle hareket etmeliyiz. Aksi halde Bursa su krizinin eşiğine gelecektir."

"BURSA HEPİMİZİN"

Konuşmasını, "Uluabat Gölü ve Çınarcık Barajı sadece birer su kaynağı değil, Bursa'nın yaşam damarlarıdır" diyerek bitiren Serdar Atilla Erdem, İMO Bursa Şubesi olarak konunun takipçisi olacaklarını belirtti.

"Bu şehir için köprüden önceki son çıkıştayız. Su güvenliği konusunda artık vakit kaybetmeden akılcı, adil ve bilimsel çözümleri hayata geçirmeliyiz. Bursa hepimizin."