
Kentin kalbinde, yıllara meydan okuyan bir tarih sessizliğe gömülüyor. Mimar Sinan'ın çıraklık dönemine ait nadir eserlerinden biri olan Galle Han, yıllardır atıl durumda bekliyor. Tarihi dokusuyla Bursa'nın en önemli yapılarından biri olan han, ilgisizlik nedeniyle adeta unutulmaya yüz tuttu.
MİMAR SİNAN'IN BURSA'DAKİ TEK ESERİ
16'ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Semih Alizade tarafından iki katlı olarak inşa ettirilen Galle Han, Mimar Sinan'ın çıraklık dönemine ait önemli bir yapı olarak biliniyor. Ünlü mimarın eserlerini içeren "Tezkiretü'l-Ebniye" adlı belgede yapı, "Ali Paşa Kervansarayı" olarak geçiyor. Kaynaklara göre Galle Han, Mimar Sinan'ın Bursa'da inşa ettiği ya da kontrolünde yaptırdığı tek eser olma özelliğini taşıyor.
TAHIL HAN OLARAK DA BİLİNİYOR
Zamanla işlevi değişen yapı, halk arasında "Tahıl Han" olarak da tanındı. Başlangıçta Müslüman tüccarların arabaları ve develerinin barındığı bir kervansaray olarak kullanılan han, daha sonra tahıl depolama ve satış merkezi haline geldi. Bu nedenle "Galle Pazarı Hanı", "Yeni Galle Pazarı Hanı" ve "Yeni Tahıl Hanı" isimleriyle de anıldı.
DEPREMİN ARDINDAN ONARILDI AMA...
1855 yılında yaşanan büyük Bursa depreminde zarar gören Galle Han, sonraki yıllarda çeşitli onarımlar geçirdi. Ancak yapılan restorasyonların ardından da aktif bir şekilde kullanılmadı. Revaklarla çevrili açık avlusu ve klasik Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan yapısı hâlâ ayakta olsa da, bugün kapıları kapalı ve boş durumda.
BURSA'NIN ORTASINDA SESSİZLİĞE GÖMÜLEN TARİH
Kentin merkezinde yer almasına rağmen, Galle Han günümüzde gözlerden uzak ve sessiz bir köşede unutulmuş durumda. Tarihi yapının turizme kazandırılması gerektiğini belirten kentliler, Bursa'nın simge yapılarından biri olan hanın yeniden canlandırılmasını istiyor.
VATANDAŞLARDAN KORUMA ÇAĞRISI
Vatandaşlar, kentin tarihine ışık tutan bu özel yapının bir an önce restore edilerek kültür-sanat veya turizm amaçlı kullanılmasını talep ediyor. Uzmanlar ise Galle Han'ın yalnızca bir taş yapı değil, Bursa'nın kimliğini ve tarihsel mirasını yansıtan bir kültür hazinesi olduğunu vurguluyor.