
ZEKİCAN GÜRKAN / BURSADA BUGÜN
Bursa'da iklim değişikliğine bağlı kuraklık nedeniyle barajlardaki doluluk oranlarının kritik seviyelere düşmesi sonucu başlatılan planlı su kesintileri, son yağışlarla birlikte geçici olarak durdurulmuştu.
Bursa'nın hızla büyüyen nüfusu, plansız kentleşme ve kontrolsüz sanayileşme nedeniyle kentin doğal kaynakları üzerinde kritik bir basakı oluşturuyor. Şehrin giderek büyüyen yapısal sorunları, gelecekte daha büyük krizlerin alt yapısını oluşturuyor.
Bursada Bugün ekibi olarak Başkan Erdem'e, 'Bursalılar kendi suyunu depolayabilir mi?'diye sorduk. Başkan Erdem'in yanıtları ise şu şekilde;
"Günümüzde hızla büyüyen şehirlerimiz var ve bu büyüme ne yazık ki plansız ve kontrolsüz şekilde gerçekleşiyor. Bursa'nın bugün yaşadığı sıkıntılardan bahsediyoruz. Evliya Çelebi, Bursa için "su şehridir" demiştir. Bugün ise su şehri olan bir kentte su sıkıntısını konuşuyoruz. Bu durum; kontrolsüz planlama, vatandaş taleplerinin arkasından giden yerel yönetimler, sanayide kontrolsüz büyüme, kaçak yapılaşma, kaçak sanayileşme ve doğal kaynakların hızlı ve izinsiz tüketilmesinden kaynaklanıyor. Üzerine bir de iklim krizi eklenince, Bursa'da hiç olmayacak sorunlar karşımıza çıkıyor.
TAHMİNLERDE %50 SAPMA
Bu nedenle şehirlerimizin planlı ve programlı bir şekilde, sürdürülebilir biçimde gelişmesi gerektiğini söylüyoruz. Bursa Şubesi olarak her defasında "kent anayasası" vurgusu yapmamızın sebebi de budur. Kent anayasası dediğimiz şey, bir şehrin planlama sürecidir. Çevre düzeni planlamaları bunun içindedir. Bursa'da ilk kez 1998 yılında böyle bir planlama yapıldı. 2020 yılı baz alınarak hazırlanan bu plana göre Bursa'nın nüfusu 2030 yılında 2,4 milyon olarak öngörülmüştü. Bugün 2025'teyiz ve nüfus 3,4 milyon. 2030'da 3,7 milyona ulaşması bekleniyor. Yani yüzde 50'lik bir sapma söz konusu. İşte bu sapmalar, biraz önce bahsettiğim sebeplerden kaynaklanıyor.
Bu yüzden şehirlerimizin acilen doğru planlamaya ihtiyacı var. Kent anayasası, ortak akılla ve şeffaf biçimde hazırlanmalı; 2050 yılında gelecek nesillerin huzurunu güvence altına almalıdır. Ayrıca bu planın dışında Bursa'ya hiçbir baskıyla veya üstten müdahaleyle büyük ölçekli proje eklenmemelidir. Kent anayasasını delik deşik etmeden, ona uyarak hareket etmeliyiz.
KAÇAK SU ÇEKİLİYOR
Kontrolsüz gelişen şehirlerde yer altı ve yer üstü doğal kaynakları hızla tükeniyor. Dağ bölgesindeki su kaynaklarının kaçak şekilde çekilerek hazır su olarak satıldığı bilinen bir durum. Bu kesinlikle kontrol altına alınmalıdır. Bazı ÇED raporlarında, firmaların aldıkları su miktarlarının üzerinde kaçak su kullandığı yönünde bilgiler var. Bunların da takip edilmesi gerekir. Yeraltı suyu kaynakları da kontrolsüz tüketiliyor.
Bursa artık ileri teknolojiye yönelmeli. Sanayi nicelik olarak değil, nitelik olarak gelişmelidir. Yağmur suyu hasadı bu konuda önemli bir adım. Toplanan yağmur suyunun kullanılmasına yönelik sistemler acilen planlanmalı ve kent anayasasında yer almalıdır. İmar yönetmeliklerimize yeşil çatı uygulamaları eklenebilir. Geçmişte Mimar Sinan döneminde kullanılan sarnıçlar yağmur suyunu depolamak için önemliydi. Bugün artık bunun çok daha modern yöntemleri mevcut.
Yeşil çatılar, dikey bahçeler hem estetik sağlar hem de yağmur suyu hasadıyla entegre çalışabilir. Geçirgen kaplamalar uygulanabilir. Enerji ve suyun daha verimli kullanılması için modern yapı malzemeleri ve uygulamalar değerlendirilmelidir. Aksi halde ileride kısa süreli kesintilerden değil, gerçek anlamda su savaşlarından bahsedeceğiz. Yağmur suyu depolama sistemleri hem yer üstünde hem yer altında yapılabilir".