
Ekim ayı enflasyon oranlarının açıklanmasından sonra gözler piyasalardaki son tabloya çevrildi. Enflasyon ve işsizlik oranlarında halen istenilen seviyenin yakalanamaması moralleri bozarken gözler, yıl sonu enflasyon rakamları ile 2026'nın ilk çeyreğine çevrildi. Ekonomistler, 2025 yılı sonu için ortalama enflasyon beklentisini yüzde 31.93 olarak hesaplarken, bu beklentinin yıl sonunda yaşanacak enerji zamları, kur hareketleri ve gıda fiyatlarındaki olası artışlara bağlı olarak yukarı yönlü revize edilebileceğine dikkat çekiyorlar. Öte yandan "Türkiye İstatistik Kurumu" (TÜİK), ekim ayında tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yüzde 2.55 oranında arttığını, yıllık enflasyonun yüzde 32.87 olarak gerçekleştiğini duyururken; bağımsız araştırmacılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) aynı dönemde yıllık enflasyonu yüzde 60 olarak hesapladı.
ORANLAR FARKLI
TÜİK verileri açıklanır açıklanmaz, bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da ekim ayına ilişkin kendi ölçümlerini paylaştı. ENAG’ın yayımladığı E-TÜFE verisine göre, ekim ayında enflasyon yüzde 3.74 oranında arttı. Böylece, yıllık bazdaki artış oranı yüzde 60 olarak kaydedildi. ENAG, hane halkının gündelik alışverişlerinde karşılaştığı fiyat artışlarının özellikle gıda, kira, giyim ve ulaştırma kalemlerinde yüksek seyrettiğini belirtti.
BEKLENTİLERİN ÜZERİNDE
İstanbul Ticaret Odası da (İTO) ekim ayına ilişkin perakende fiyat endeksini yayımlarken, veriler, İstanbul’daki perakende fiyatların ekim ayında yüzde 3.31 arttığına işaret etti. Gıda fiyatlarındaki artış yüzde 4.05'lik oranla genel ortalamanın oldukça üzerinde gerçekleşirken, analistler; megakentteki yaşam maliyetinin resmi enflasyon oranının üzerinde seyrettiğine dikkat çektiler.
KÜRESEL KRİZ YOLDA
Ekonomist Uğur Civelek, haberglobal.com.tr'ye yaptığı açıklamada özellikle küresel çapta kredi krizinin yolda olduğunu belirterek, "Maalesef enflasyonla mücadelede aksaklık söz konusu. Kur kontrolüne dayalı kırılgan bir yapı söz konusu. Maliye destekli ekonomi politikalarının daha sıkı uygulanması gerekir. Mevcut tabloda yıl sonu enflasyon hedefine yaklaşmak zor olacak" dedi. "Dünyada bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz" uyarısında bulunan Civelek, "Küresel çapta kredi krizinin alt yapısı oluşturuluyor. Küresel iyimserlik tablosunun geçici olduğunu düşünüyorum. 2008 krizinin ayak sesleri 2006'da duyulmuştu. Benzer bir dönem görebiliriz. Küresel arenada herkes sahte beklentilerle birbirini oyalayıp günü geçiriyor. Türkiye'deki para politikası sıkı olmadığı gibi, siyaset öncelikli. Küresel sarsıntılardan daha çok etkilenme riskimiz var" diye konuştu.
İSTANBUL ATEŞ PAHASI
Kamuoyu Araştırmacısı Volkan Tebrizcik ise TÜFE’deki son on iki aylık ortalama artışın yüzde 37.15 olarak dikkat çektiğini belirtirken, "2025 yılı için yeniden değerleme oranının da bu seviyede olabileceğini gösteriyor. Fiyat artışlarını tetikleyen ana kalemler gıda, ulaşım, enerji ve konut olarak öne çıkıyor. Vatandaşlar, market raflarında ve kiralarda çok daha yüksek fiyat artışlarıyla karşılaşıyor" bilgisini verdi. Emlak Uzmanı Emre Kulcanay ise İstanbul’da son yıllardaki, kira artış oranlarının yüzde 100’ü aştığının altını çizerek, "Bir emekli için 2024 sonunda 12-13 bin TL olan kira, 2025 sonbaharında en az 19-20 bin TL bandına yükselmiş durumda" ifadesini kullandı.
İŞSİZLİK SORUNU SÜRÜYOR
Diğer yandan Türkiye işgücü piyasası da stabil ve kırılgan bir tablo çiziyor. İşsizlik oranı sabit görünse de, bu durumun işgücüne katılımın azalmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Son verilere göre işsiz sayısı 12 bin kişi artarak 3 milyon 75 bine çıkarken, işsizlik oranı yüzde 8.6 seviyesinde sabit kaldı. Ancak bu “sabitlik” ekonomide istikrarın değil, işgücüne katılımın gerilemesinin bir sonucu olarak yorumlanıyor.