BAL-GÖÇ GENEL BAŞKANI BALKAN’LA ENİNE BOYUNA…!

Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği, kısa adıyla BAL-GÖÇ, merkezi Bursa olan ve kuruluşu tam 37 yıl öncesine dayanan, üye sayısı on binlere varan köklü olduğu kadar etkin de bir oluşum. Merhum Mümin Gencoğlu öncülüğünde 1985 yılında kurulan derneğin genel başkanlığına geçtiğimiz temmuz ayında gerçekleşen genel kurulda hatırlanacağı üzere 2002-2011 yılları arasında da genel başkanlık görevini yürüten ve geçmişte federasyonda yönetim kurulu başkanlığı da yapan Prof. Dr. Emin Balkan yeniden seçilmişti.

BALKAN’DAN MAKAM İDDİALARINA NET YANIT 

BAL-GÖÇ’ün gelecek dönemde izleyeceği yol haritasını sadece 5N1K’ya açıklayan Prof.Dr. Balkan BAL-GÖÇ’te yeniden genel başkanlık görevine talip olmasının nedenini aynen şu cümleyle açıkladı; “Geçmişime sahip çıktığım, bu vatanı ve milletimi canımdan çok sevdiğin için görevden kaçmadım”  “3 Temmuz’da yarışır, 4 Temmuz’da kucaklaşırız dedik ve sloganımıza uygun olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz” değerlendirmesini yapan Başkan Balkan BAL-GÖÇ Genel Başkanlığı’na yeniden aday olmasının sebebinin siyaseten makam elde etmek olduğu iddialarına da net ifadelerle cevap verdi ve aynen şöyle dedi; “Ben Bursa’da belli bir kariyer elde etmiş, üniversitede etkin görevi olan biriyim. Benim derneğimiz aracılığıyla bir makam elde etmeye ihtiyacım yok. Ben katkı vermeye geldim. Camiamız, itibarını yeniden kazandırmak, Bursa ve Türkiye’nin en etkili sivil toplum kuruluşlarından biri haline getirmek için yeniden göreve geldim. Ben bu camiaya yıllarca yönetim kurulu üyesi ve başkanı olarak hizmet ettim. Siyasi hesaplarla bu görevi talip olmadım. Zaten böyle bir hedefim olsaydı daha önce bu yola girerdim. Koltuğa yapışan biri olmadım. Geçmişte kenara çekilmem lazım dedim ve çekildim. Ne zaman ihtiyaç hasıl oldu, o zaman geri döndüm”

BAL-GÖÇ’TE HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

BAL-GÖÇ’ün uluslararası bir marka olduğunu vurgulayan Başkan Balkan, “Biz üç Temmuz’da yarışacağız, dört Temmuz’da kucaklaşacağız sloganıyla yola çıktık. Kol kola girip bu camiayı kucaklayacağız ve layık olduğu yere yani daha yukarılara taşıyacağız. BAL-GÖÇ, Bursa’nın ve Türkiye’nin en etkili sivil toplum kuruluşları arasında yer alacak. Çünkü BAL-GÖÇ’ün bir misyonu vardır. Bu misyonumuzu tamamlayabilmek için güçlü olmak zorundayız” mesajını verirken ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ vurgusunu yaptı ve şu cümleyi kurdu; “Gücümüzün farkında olan güç odakları bizi parçalayabilmek için her oyunu oynadı, ama BAL-GÖÇ Ailesi oynanan bu oyunu durdurdu.”

GEÇMİŞİ UNUTTUK, HERKESE KAPIMIZ AÇIK

Göreve geldiğinde kurumsal yapısını yitirmiş, bilgi ve belgelerin kaybolduğu, yasal yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanan bir dernek devraldığını aktaran Başkan Balkan oluşumun yol haritasına dair şu açıklamayı yaptı; “2011 yılında organize ettiğim WEB sayfası hala o günkü teknolojiyle devam ediyordu.  Camiadaki saygın kişilerin Derneğimizden uzaklaştığını gördüm. İlk hedefimiz üyeliklerimizi yeniden aktifleştirmek. İnsanlarımızı yeniden kazanmamız gerekiyor. 1989 göçmenlerinin çocukları çok iyi üniversiteleri bitirdi. Onlar hem devlet kurumlarında hem de özel sektörde nitelikli görevler icra ediyorlar. Biz bu çocukları neden camiamızın içine katamadık. Bunu sorgulamamız ve bu çocukları kazanmamız gerekiyor. Bursa nüfusuna baktığımızda da kentte yaşayan nüfusun neredeyse yarısının suyun öbür tarafıyla bağlantıları var. Hepsini kucaklayan bir kurum olmamız gerekiyor. Şunu unutamamak gerekiyor; Mustafa Kemal Atatürk de bir Balkan çocuğu. Bu sorumluluğumuzun farkında olup kucaklayıcı olmamız gerekiyor. Kültürel değerlerimizi korumak, yaşatmak ve sonraki nesillere aktarmanın yanı sıra Balkanlar’da yaklaşık 10 milyon Türk ve akraba topluluklarımız var. Onların sadece kültürlerini değil hak ve hukuklarını korumak için de çalışıyoruz. Şu an Yunanistan ve Bulgaristan AB üyesi. Bazı Balkan üyeleri de aday ülke pozisyonunda. Ancak oradaki kardeşlerimiz Avrupa Birliği normlarında hayat yaşamıyor. Balkanlar’daki Türk ve akraba toplulukların en büyük güvencesi Türkiye’dir. BAL-GÖÇ’ün en önemli görevlerinden biri de onların sesi olmaktır.”12 bin civarında üyeye sahip olduklarını ancak üç bin civarında üyenin aktif olarak dernek çalışmalarına katıldığını kaydeden Başkan Balkan, dört ay içerisinde üye sayısını artırdıklarını anlattı. Üyelerin derneğe sahip çıkması çağrısında bulunan Başkan Balkan, şunları sıraladı: “Hiç kimseye karşı önyargımız yok. Kim bu camiaya hizmet edebilecekse bu teşkilatın içinde yer vermeye hazırız. BAL-GÖÇ büyük bir STK’dır ve kimsenin vesayeti altında değildir. Biz geçmişi unuttuk. Kapımız herkese açık.

KADINLAR VE GENÇLERİ KAZANACAĞIZ

Artık dönem, proje dönemi. Artık dünya küçüldü. Dünyanın her noktasında bir Balkan göçmeni var. Bizim onlara da ulaşmamız gerekiyor. Dijital ortama bu yüzden çok önem veriyoruz. BAL-GÖÇ’ün radyosu Türkiye’den internet sitesi aracılığıyla dünyanın her noktasına ulaşacak. Biz bu altyapıyı oluşturuyoruz. Bir çok komisyonumuz var. Bursa, Türkiye, Balkanlar ve Avrupa için projeler üretiyor komisyonlarımız. Gençler ve kadınlar bizim için çok önemli. Ancak maalesef STK’lardan çok uzaktalar. Bizim derneğimizi onlara açmamız gerekiyor. Balkan kadını sosyal hayatın içinde yer alan ve üreten bir kadındır. Ancak maalesef STK’lar içinde pek yoklar. Bizim hedeflerimizden bir tanesi de kadınları yönetimde etkin kılmak. 35 kişilik yönetim kurulumuzda en az 15 kadın olacak yönünde bir hedef koymuştuk. Şu an 14 kadın üyemiz yönetimimizde. Bunlardan üçü de genel başkan yardımcım. Beş genel başkan yardımcım var, üçü kadın. Genel sekreterimiz kadın. Ben kadınlarımıza çok güveniyorum.”

BAL-GÖÇ HİÇBİR SİYASİ PARTİNİN ARKA BAHÇESİ DEĞİLDİR!

“BAL-GÖÇ, hiçbir kişinin zümrenin ve siyasi bir örgütlenmenin arka bahçesi olmamıştır, olmayacaktır.  Siyasi görüşü ne olursa olsun ( Terörü destekleyenler dışında ) herkesi kucaklayacağız, birlik olacağız” diyen Genel Başkan Balkan, “Siyaset bizi yönlendirmeyecek ama biz siyaseti yönlendireceğiz.” Değerlendirmesini yaptı. Meclis’te görev sürelerini BAL-GÖÇ’ün kapısını çalmadan bitiren siyasilerin olduğuna işaret eden Emin Balkan “Bursa’da milletvekili ya da yerel yönetici olacak kişiler BAL-GÖÇ’ün kapısını bilecek, Balkan göçmenlerinin ve Balkanlardaki akrabalarının sorunlarını çözmek için adım atacak. Biz hem Balkanlar’da hem de Türkiye’de kardeşliği bütünleştireceğiz. Hepimiz kol kola gireceğiz. Ülkemiz ve milletimiz için güç birliği yapacağız. Bölgesel milliyetçilik bizde hiçbir zaman olmayacak. Biz Türk milletinin mensubuyuz. Hakkari’deki de Kars’taki’de, Edirne’deki vatandaşımız da bizim kardeşimizdir.” dedi.

HAK VE ÖZGÜRLÜKLER İKTİDAR ORTAĞI OLABİLİRDİ

Başkan Balkan Bulgaristan’daki seçim sürecini de yorumladı. Hak ve Özgürlükler Partisi ile hiçbir problemleri olmadığını vurgulayan Genel Başkan Balkan, “Türklerin birlik ve beraberlik içerisinde Bulgaristan yönetiminde etkin olmasını çok arzu ediyoruz. Bulgaristan’da Türk nüfusu çok önemli. Çünkü yaklaşık yüzde 15’i Türk. Ama Bulgaristan yasalarına göre Türk kimliği orada tanınmıyor. Türkler hala orada ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor. O zaman Türklerin demokratik sistemin içine girmesi için tüm fırsatları değerlendirmeliyiz. Türkiye’de yaklaşık 300 bin kişinin Bulgaristan’da oy kullanma yetkisi var. Bir önceki seçimlerde 90 bin kişi oy kullandı. Son seçimde ise 50 bin kişi oy kullandı. Bursa’da 72 bin civarında oy kullanma potansiyeli olan seçmen vardı. Ancak 14 bin kişi sandığa gitti. Bulgaristan’da da seçime katılım çok düşük. Dargınlıkları, kırgınlıkları bir kenara bırakalım istiyoruz. Biraz daha gayret edilseydi Hak ve Özgürlükler güçlü bir şekilde parlamentoya girip hükümet ortağı olabilirdi. Biz orada bölücü değiliz. Gayemiz kimliğimizi korumak. Oradaki soydaşlarımız Bulgaristan’ın sadık vatandaşlarıdır.” diye konuştu.