Bosna Hersek ayağa kalktı, 'insan safarisi' iddialarında şok detaylar: Hamile kadın ve çocukların bile bir fiyatı vardı
Bosna Hersek ayağa kalktı, 'insan safarisi' iddialarında şok detaylar: Hamile kadın ve çocukların bile bir fiyatı vardı
62 yaşındaki Bosnalı emekli Edin Subasic, bugün uluslararası basının en çok röportaj ypapma istediği isimlerden biri. Onun tanıklığı, Saraybosna kuşatması sırasında –yani 1990'lardaki Balkan savaşlarının en kanlı döneminde– gerçekten de “insan safarileri” denilen olayların yaşanıp yaşanmadığını ortaya koymada belirleyici olabilir.
Haber Giriş Tarihi: 15.11.2025 17:56
Haber Güncellenme Tarihi: 15.11.2025 18:03
Kaynak:
Haber Global
Bu iddialara göre bazı İtalyan siviller, hafta sonları ücret karşılığı Saraybosna’ya giderek insan öldürmek için cepheye gelmişti. Modern tarih boyunca bir başkent üzerinde gerçekleşen en uzun askeri kuşatmayı yaşayan Saraybosna’da (1992–1996) siviller hedef alınmıştı. Subasic’in tanıklığı, Milano Başsavcılığı'nın bu hafta başlattığı soruşturmada temel unsurlardan biri hâline geldi.
Subasic ve eski Saraybosna Belediye Başkanı Karic, bildiklerini aktarıyor
Subasic ile 2021–2024 arasında Saraybosna Belediye Başkanı olan Benjamina Karic, konuya dair bildiklerini e-posta ve WhatsApp üzerinden paylaştıklarını belirtiyor. Her ikisi de adaletin tecelli edeceğine inansa da şu ana dek ne Bosna-Hersek ne İtalya makamları ne de Lahey Savaş Suçları Mahkemesi tarafından ifadeye çağrılmadılar.
“İnsan safarileri”: Feci bir seçme listesi ve para karşılığı ölüm
Savaş başlamadan önce bir edebiyat öğretmeni olan Subasic, savaşın ilk ayında Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ordusu’na katıldı ve kısa süre sonra Askerî İstihbarat Servisi’ne geçti. Bu birimde çalışırken “insan safarileri” hakkında ilk söylentileri duyduğunu anlatıyor:
“Beni en çok sarsan şey, bu safari keskin nişancılarının kimi öldürmek istediklerini seçebilmesiydi: Yetişkin bir sivil, bir kadın, bir çocuk, hamile bir kadın, bir asker… Hepsinin bir fiyatı vardı! Dehşet verici ve hastalıklı.”
Sırp bir gönüllünün ifadesi: “Beş İtalyan, pahalı av tüfekleriyle gelmişti”
1993 sonunda, Askerî İstihbarat'ın başındaki General Mustafa Hajrulahovic (1999’da öldü), Subasic’e Sırp esirlerle yapılan sorguların analizini yapma görevini verdi.
Burada karşısına çıkan bir tanık çok dikkat çekiciydi:
20 yaşlarında, Sırbistan’ın Paracin kentinden gelen bir gönüllü.
Bu genç adam cephe hattında kaybolmuş, terk edilmiş evleri yağmalamış ve Bosna ordusunun kontrolündeki bölgeye girince yakalanmıştı.
Subasic’in anlattığına göre esir, İtalya’dan gelen bir grupla aynı otobüste Saraybosna yakınlarındaki Pale kentine geçtiğini söyledi:
“Beş İtalyan vardı. Av ekipmanları ve pahalı silahlar taşıyorlardı.”
Esir, bu kişilerden biriyle konuşmuştu. O İtalyan, Milano’dan geldiğini söylemiş ve “Biz paralı asker değiliz. İnsanlara ateş edebilmek için Sırplara para ödüyoruz” demişti.
Bu ifade, Subasic’in duyduğu ilk somut tanıklıktı.
İtalyan istihbaratı SISMI iddiaları doğruladı
Esirin iki kez sorgulandığını belirten Subasic, İtalyanların Pale’de özel askerî birlikler tarafından jeep’lerle karşılandığını öğrendiklerini söylüyor. Subasic bu bilgileri raporlayıp üstlerine sundu. Ardından Bosna istihbaratı, Birleşmiş Milletler barış gücündeki (UNPROFOR) İtalyan SISMI subaylarıyla temasa geçti.
“SISMI’den bunu doğrulamalarını ve İtalya’da önlem almalarını talep ettik.”
Subasic’e göre 1994 yılının Mart–Nisan aylarında, SISMI bu bilgiyi doğruladı ve söz konusu faaliyetlerin durdurulduğunu, tekrarına izin verilmeyeceğini bildirdi.
Safarilerin çalışma yöntemi: Uçak, otobüs, helikopter…
Esirin anlattıklarına göre bu “avcı-keskin nişancılar” karma bir ulaşım ağı kullanıyordu:
İtalya’dan Macaristan’a uçakla, Macaristan’dan Sırbistan’ın Belgrad kentine karayoluyla,
Belgrad’dan Pale’ye otobüsle veya askerî helikopterlerle, oradan da Saraybosna’nın kuşatma hatlarına geçiyorlardı. Sırp ordusuna bağlı özel kuvvetler, onları hatlar arasında yönlendiriyordu.
Her ne kadar sivil uçuş yasağı olsa da, bu keskin nişancılar insani yardım uçuşlarını kullanarak Sırbistan’a girebiliyordu. Bosna’ya ulaşım ise Sırp askerî helikopterleriyle sağlanıyordu.
Subasic, “Bu yasağı herkes deliyordu. Ben de savaş boyunca Bosna ordusunun helikopterleriyle uçtum. NATO hava saldırısı tehdidi altındaydık.” diyor.
“Bu ancak profesyonel bir yapı ile yapılabilirdi”
Subasic’e göre bu “insan safarisi” operasyonlarını organize edebilecek tek yapı, Sırbistan güvenlik servisinin çekirdeğini oluşturduğu çok profesyonel ve güçlü bir ağ olabilirdi. Hem operasyonun gizliliği hem de sınır geçişleri ancak böyle bir yapı sayesinde mümkün olabilirdi.
Subasic’in hikâyesi 2022’de belgesel oldu; Milano’da soruşturma var
Subasic deneyimlerini 2022’de Al Jazeera Balkans tarafından yayımlanan Sarajevo Safari adlı belgeselde anlattı. İtalyan gazeteci ve yazar Ezio Gavazzeni yıllardır bu konuyu araştırıyor ve Milano Savcılığı’na 17 sayfalık suç duyurusu sunmuş durumda.
Karic de belgeseli izledikten sonra, kuşatma sırasında çocuk yaşta yaşadığı travmaların da etkisiyle, “ahlaki ve insani bir yükümlülük” duyarak Bosna-Hersek Başsavcılığı’na bilinmeyen failler hakkında savaş suçu şikâyeti verdi.
Daha sonra ABD’li bir UNPROFOR mensubu olan John Jordan’ın tanıklığını da dosyaya ekledi. Jordan, “avcıların gelişine bizzat tanık” olduğunu söylemişti ve ifadesi daha önce Lahey’deki davalarda delil olarak kullanılmıştı.
Bosna savcılığı ağır işliyor, ancak umut sürüyor
Karic, dosyanın hâlâ savcılıkta ilerlemekte olduğunu fakat süreçte hiçbir hızlandırıcı adım görülmediğini söylüyor.
Subasic ise şu ana kadar ifade vermeye çağrılmadığını belirtiyor: “Bekliyorum. Bildiğim her şeyi Milano’daki savcılığa aktardım. Milanda ifade vermeye de hazırım. Adalet yavaş da olsa sonunda katillere ulaşacaktır.”
“Belgeler duruyor; kamu baskısı artmalı”
Subasic, baskının artması hâlinde Bosna savcılığının daha aktif olacağını düşünüyor:
“SISMI arşivlerinde ve Bosna askerî arşivlerinde bu konuda belgeler var. Esirin ifadeleri ve benim analiz raporum orada. 30 yıl geçti, ismini hatırlamıyorum ama evraklarda hepsi bulunuyor.”
Karic de umutlu olduğunu belirtiyor:
“Sonunda adaletin sağlanacağına inanıyorum. Buna inanmıyor olsaydım bu mücadeleye başlamazdım.”
Savaş fotoğrafçıları da yabancı savaşçılardan söz ediyor
Al Jazeera’da çalışan video editörü Dzemil Hodzic, 12 yaşındayken 16 yaşındaki kardeşini bir keskin nişancı saldırısında kaybetmişti. Hodzic bugün “Sniper Alley Photo” isimli bir YouTube serisi yürütüyor ve savaş fotoğrafçılarıyla röportajlar yapıyor.
İtalyan foto muhabiri Mario Boccia, Saraybosna’daki röportajında şunları anlatıyor:
“Burada özel anılarım var. Buraya savaşları izlemeye gelen yabancılar olurdu. Grbavica’da Yunanistan’dan gelen bir gençle tanıştım; Ortodoks dayanışması adına savaşmaya gelmişti. New York’tan gelen Sırp kökenli biri vardı. Trebinje’de Sırplarla birlikte savaşan Rusların fotoğrafları da var.”
Boccia, bunların hiçbiri için “ücret karşılığı insan avı” iddiasını doğrulayan bir şey duymadığını söylüyor.
Ancak Hodzic, kuşatma altında yaşayan biri olarak bu iddialardan hiç şüphe duymadığını belirtiyor:
“Biz hayatta kalanlar için hafta sonları en kötü dönemdi. Sanki geliyorlar, çılgınca davranıyorlar ve çizgiyi aşıyorlardı. Eğer para ödüyorlarsa… her şey daha da anlam kazanıyor.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bosna Hersek ayağa kalktı, 'insan safarisi' iddialarında şok detaylar: Hamile kadın ve çocukların bile bir fiyatı vardı
62 yaşındaki Bosnalı emekli Edin Subasic, bugün uluslararası basının en çok röportaj ypapma istediği isimlerden biri. Onun tanıklığı, Saraybosna kuşatması sırasında –yani 1990'lardaki Balkan savaşlarının en kanlı döneminde– gerçekten de “insan safarileri” denilen olayların yaşanıp yaşanmadığını ortaya koymada belirleyici olabilir.
Bu iddialara göre bazı İtalyan siviller, hafta sonları ücret karşılığı Saraybosna’ya giderek insan öldürmek için cepheye gelmişti. Modern tarih boyunca bir başkent üzerinde gerçekleşen en uzun askeri kuşatmayı yaşayan Saraybosna’da (1992–1996) siviller hedef alınmıştı. Subasic’in tanıklığı, Milano Başsavcılığı'nın bu hafta başlattığı soruşturmada temel unsurlardan biri hâline geldi.
Subasic ve eski Saraybosna Belediye Başkanı Karic, bildiklerini aktarıyor
Subasic ile 2021–2024 arasında Saraybosna Belediye Başkanı olan Benjamina Karic, konuya dair bildiklerini e-posta ve WhatsApp üzerinden paylaştıklarını belirtiyor. Her ikisi de adaletin tecelli edeceğine inansa da şu ana dek ne Bosna-Hersek ne İtalya makamları ne de Lahey Savaş Suçları Mahkemesi tarafından ifadeye çağrılmadılar.
“İnsan safarileri”: Feci bir seçme listesi ve para karşılığı ölüm
Savaş başlamadan önce bir edebiyat öğretmeni olan Subasic, savaşın ilk ayında Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ordusu’na katıldı ve kısa süre sonra Askerî İstihbarat Servisi’ne geçti. Bu birimde çalışırken “insan safarileri” hakkında ilk söylentileri duyduğunu anlatıyor:
“Beni en çok sarsan şey, bu safari keskin nişancılarının kimi öldürmek istediklerini seçebilmesiydi: Yetişkin bir sivil, bir kadın, bir çocuk, hamile bir kadın, bir asker… Hepsinin bir fiyatı vardı! Dehşet verici ve hastalıklı.”
Sırp bir gönüllünün ifadesi: “Beş İtalyan, pahalı av tüfekleriyle gelmişti”
1993 sonunda, Askerî İstihbarat'ın başındaki General Mustafa Hajrulahovic (1999’da öldü), Subasic’e Sırp esirlerle yapılan sorguların analizini yapma görevini verdi.
Burada karşısına çıkan bir tanık çok dikkat çekiciydi:
20 yaşlarında, Sırbistan’ın Paracin kentinden gelen bir gönüllü.
Bu genç adam cephe hattında kaybolmuş, terk edilmiş evleri yağmalamış ve Bosna ordusunun kontrolündeki bölgeye girince yakalanmıştı.
Subasic’in anlattığına göre esir, İtalya’dan gelen bir grupla aynı otobüste Saraybosna yakınlarındaki Pale kentine geçtiğini söyledi:
“Beş İtalyan vardı. Av ekipmanları ve pahalı silahlar taşıyorlardı.”
Esir, bu kişilerden biriyle konuşmuştu. O İtalyan, Milano’dan geldiğini söylemiş ve “Biz paralı asker değiliz. İnsanlara ateş edebilmek için Sırplara para ödüyoruz” demişti.
Bu ifade, Subasic’in duyduğu ilk somut tanıklıktı.
İtalyan istihbaratı SISMI iddiaları doğruladı
Esirin iki kez sorgulandığını belirten Subasic, İtalyanların Pale’de özel askerî birlikler tarafından jeep’lerle karşılandığını öğrendiklerini söylüyor. Subasic bu bilgileri raporlayıp üstlerine sundu. Ardından Bosna istihbaratı, Birleşmiş Milletler barış gücündeki (UNPROFOR) İtalyan SISMI subaylarıyla temasa geçti.
“SISMI’den bunu doğrulamalarını ve İtalya’da önlem almalarını talep ettik.”
Subasic’e göre 1994 yılının Mart–Nisan aylarında, SISMI bu bilgiyi doğruladı ve söz konusu faaliyetlerin durdurulduğunu, tekrarına izin verilmeyeceğini bildirdi.
Safarilerin çalışma yöntemi: Uçak, otobüs, helikopter…
Esirin anlattıklarına göre bu “avcı-keskin nişancılar” karma bir ulaşım ağı kullanıyordu:
İtalya’dan Macaristan’a uçakla, Macaristan’dan Sırbistan’ın Belgrad kentine karayoluyla,
Belgrad’dan Pale’ye otobüsle veya askerî helikopterlerle, oradan da Saraybosna’nın kuşatma hatlarına geçiyorlardı. Sırp ordusuna bağlı özel kuvvetler, onları hatlar arasında yönlendiriyordu.
Her ne kadar sivil uçuş yasağı olsa da, bu keskin nişancılar insani yardım uçuşlarını kullanarak Sırbistan’a girebiliyordu. Bosna’ya ulaşım ise Sırp askerî helikopterleriyle sağlanıyordu.
Subasic, “Bu yasağı herkes deliyordu. Ben de savaş boyunca Bosna ordusunun helikopterleriyle uçtum. NATO hava saldırısı tehdidi altındaydık.” diyor.
“Bu ancak profesyonel bir yapı ile yapılabilirdi”
Subasic’e göre bu “insan safarisi” operasyonlarını organize edebilecek tek yapı, Sırbistan güvenlik servisinin çekirdeğini oluşturduğu çok profesyonel ve güçlü bir ağ olabilirdi. Hem operasyonun gizliliği hem de sınır geçişleri ancak böyle bir yapı sayesinde mümkün olabilirdi.
Subasic’in hikâyesi 2022’de belgesel oldu; Milano’da soruşturma var
Subasic deneyimlerini 2022’de Al Jazeera Balkans tarafından yayımlanan Sarajevo Safari adlı belgeselde anlattı. İtalyan gazeteci ve yazar Ezio Gavazzeni yıllardır bu konuyu araştırıyor ve Milano Savcılığı’na 17 sayfalık suç duyurusu sunmuş durumda.
Karic de belgeseli izledikten sonra, kuşatma sırasında çocuk yaşta yaşadığı travmaların da etkisiyle, “ahlaki ve insani bir yükümlülük” duyarak Bosna-Hersek Başsavcılığı’na bilinmeyen failler hakkında savaş suçu şikâyeti verdi.
Daha sonra ABD’li bir UNPROFOR mensubu olan John Jordan’ın tanıklığını da dosyaya ekledi. Jordan, “avcıların gelişine bizzat tanık” olduğunu söylemişti ve ifadesi daha önce Lahey’deki davalarda delil olarak kullanılmıştı.
Bosna savcılığı ağır işliyor, ancak umut sürüyor
Karic, dosyanın hâlâ savcılıkta ilerlemekte olduğunu fakat süreçte hiçbir hızlandırıcı adım görülmediğini söylüyor.
Subasic ise şu ana kadar ifade vermeye çağrılmadığını belirtiyor: “Bekliyorum. Bildiğim her şeyi Milano’daki savcılığa aktardım. Milanda ifade vermeye de hazırım. Adalet yavaş da olsa sonunda katillere ulaşacaktır.”
“Belgeler duruyor; kamu baskısı artmalı”
Subasic, baskının artması hâlinde Bosna savcılığının daha aktif olacağını düşünüyor:
“SISMI arşivlerinde ve Bosna askerî arşivlerinde bu konuda belgeler var. Esirin ifadeleri ve benim analiz raporum orada. 30 yıl geçti, ismini hatırlamıyorum ama evraklarda hepsi bulunuyor.”
Karic de umutlu olduğunu belirtiyor:
“Sonunda adaletin sağlanacağına inanıyorum. Buna inanmıyor olsaydım bu mücadeleye başlamazdım.”
Savaş fotoğrafçıları da yabancı savaşçılardan söz ediyor
Al Jazeera’da çalışan video editörü Dzemil Hodzic, 12 yaşındayken 16 yaşındaki kardeşini bir keskin nişancı saldırısında kaybetmişti. Hodzic bugün “Sniper Alley Photo” isimli bir YouTube serisi yürütüyor ve savaş fotoğrafçılarıyla röportajlar yapıyor.
İtalyan foto muhabiri Mario Boccia, Saraybosna’daki röportajında şunları anlatıyor:
“Burada özel anılarım var. Buraya savaşları izlemeye gelen yabancılar olurdu. Grbavica’da Yunanistan’dan gelen bir gençle tanıştım; Ortodoks dayanışması adına savaşmaya gelmişti. New York’tan gelen Sırp kökenli biri vardı. Trebinje’de Sırplarla birlikte savaşan Rusların fotoğrafları da var.”
Boccia, bunların hiçbiri için “ücret karşılığı insan avı” iddiasını doğrulayan bir şey duymadığını söylüyor.
Ancak Hodzic, kuşatma altında yaşayan biri olarak bu iddialardan hiç şüphe duymadığını belirtiyor:
“Biz hayatta kalanlar için hafta sonları en kötü dönemdi. Sanki geliyorlar, çılgınca davranıyorlar ve çizgiyi aşıyorlardı. Eğer para ödüyorlarsa… her şey daha da anlam kazanıyor.”
Kaynak: Haber Global
Başkan Sezgin'den Bursaspor camiasına mesaj: 'Bu emanete birlikte sahip çıkalım'
Bursa'da hava durumu: Meteoroloji güncel tahmin raporunu paylaştı (7 Aralık Pazar)
İş arkadaşı tarafından evde ölü bulundu
Tavuk döner yiyen 7 çocuk hastaneye başvurdu
16 ilçenin muhtarları Sapanca Gölü için tek ses oldu
Londra'da sergilenen Kraliyet Tacı'na tatlı fırlattılar
Çay toplama makinesi deposunda yangın
Mersin’de yasa dışı bahis çetesi çökertildi: 13 tutuklama
Sakaryaspor Teknik Direktörü Serhat Sütlü, istifa etti
Belediye önünde kendini ateşe veren şahıs hayatını kaybetti
Baba Vanga'nın 2026 kehanetleri!
Otomobiller çarpıştı: 2 yaralı
Bursaspor Basketbol, Galatasaray'ı devirdi!
Bursa'da "Suyun beşte biri ücretsiz olsun" önerisi: Karar belediye meclisinin!
Muhittin Böcek 'acilen' hastaneye kaldırıldı