Etlik Şehir Hastanesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı törenle açıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da Etlik Şehir Hastanesi açılış töreninde önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamaları:

Ankara'ya ikinci şehir hastanesini kazandırmamızda emeği geçen herkesi şahsım, milletim adına tebrik ediyorum. 691'i yoğun bakım olmak üzere 4000'i aşkın yatak kapasitesi, 1000 polikliniği, 125 ameliyathanesi, laboratuvarları, araştırma merkezleri ile bu dev hastane adeta bir sağlık şehri hüviyetindedir. Ankara'ya bu yakışır. Ankaralılara da bu yakışır. Beyaz reformlar, sorunlarını önemli ölçüde çözdüğümüz, beklentilerini karşıladığımız sağlık personelimizin yanında olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum. 

Ankara'da sadece Etlik Şehir Hastanesi ile kalmadık, aynı büyüklükte bir de Bilkent'i kurduk. O da 4050 oda ve yatak, burası da aynı şekilde 405 oda ve yatak. Dünyada bu hastanelerimiz örnek. Türkiye yıllar yılı buna hasret. Bunu başardık mı? Başarır mıyız? Eyvallah. Biliyorsunuz, hayalim olarak gördüğüm şehir hastanelerinin her birini ve her aşamasını bizzat takip ettim. Bu ortak hayalimizin 20. eserini bugün hizmete sunmaktan büyük bir bahtiyarlık ve gurur duyuyorum. Halen inşası süren 13 ve proje aşamasındaki 2 şehir hastanemizle birlikte bu sayıyı 35'e çıkartacağız. Bir kısmı kamu özel ortaklığı ile bir kısmı da genel bütçeden hayata geçiriliyor. 

Muhalefet hezeyanlarla bu eserlere çamur atmaya çalışsa da dünyada ilk defa ülkemizde hayata geçirilen şehir hastaneleri modeli bugün pek çok ülke tarafından yakından takip ediliyor. 

SGK'nın başında sen ne yaptın ki bu ülkede yapacaksın? Türkiye, hem mevcut yaygın sağlık altyapısı hem de şehir hastaneleri sayesinde bu salgını en üst düzey sağlık hizmetleri veren bir ülke olarak geride bırakmıştır. Ne yaptı bu CHP? Adana'da hal, tuttular hali şehir hastanesi diye benim milletime satmaya çalıştılar. Bay Kemal utanmadan oranın açılışını yapmaya gitti. Hastane bu ya. Öyle çadırdan hastane olur mu? Bay Kemal'e sorarsan olur. Hayatı böyle geçti. 

"BU YÜZYILIN ADI, TÜRKİYE YÜZYILI"

Vatandaşlarımızın her birinin, özellikle de gençlerimizin başka ülkelerdeki hiçbir şeye gıpta ile bakmadıkları bir Türkiye'yi inşa edene kadar bize durmak, duraksamak yok. Türkiye'nin kaybetmeyi göze alacak tek bir evladı yoktur. Hiç kimsenin bu mümtaz hazineyi elimizden almasına rıza göstermeyeceğiz. Hiç kimsenin ülkenin birikimlerini heba edecek, milletimizin geleceğini tehlikeye atacak fütursuzluklar sergilemesine izin veremeyiz. Tüm bu söylediklerimiz idrak kulağı açık olanlar için bir anlam taşıyor. Bunun için milletimizin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da irfanı ile önündeki tablonun kendisine işaret ettiği farkı görerek, Türkiye yüzyılı için en doğru kararı vereceğine yürekten inanıyorum. Bu yüzyılın adı Türkiye yüzyılı. 

"VATANDAŞARINI YAŞANMAZ BULANLAR, VATANLARINI YAŞANMAZ KILANLARDIR"

Ülkemizi merkez aldığımızda batıdan doğuya, kuzeyden güneye her tarafta güvenlik krizlerinin yol açtığı huzursuzluk iklimi hakim. Türkiye, maruz kaldığı tüm saldırılara ve badirelere rağmen, güven ve huzur adası olarak ayrışmaktadır. Eskiden beri, gelişmiş ülkelerle mukayese ederek, kendi eksiklerimize hayıflanan bir kesim vardı. Ülkemizi terk edenlerin istikametlerini hep batıya çevirmeleri, kendi içindeki tutarsızlığa rağmen hakikat olarak tarihimizdeki yerini almıştır. Son dönemde yine gelişmiş ülke güzellemelerinin yapıldığını, gençlerimizin bilinç altlarına mutlaka buralara gidilmesi gerektiği fikri aşılanıyor. Bunlara cevabı önce ülkemizin yakın dönemde yetiştirdiği Cemil Meriç'in diliyle verelim; "Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz kılanlardır." Gelişmiş ülkelerin bugünkü zenginliklerinin gerisindeki sömürge düzenini, kan, vahşet ve soygun tarihini bir kenara bırakıyorum. Güvenlik ve refah sırça köşkü yaşanan her krizle biraz daha çatlamakta, kırılmaktadır. Türkiye'nin gelişmiş ülke vatandaşlarının da adeta sığınağı haline dönüşmesinde bu acı gerçek vardır. Ülkemizi bir kurtuluş kapısı görerek bu topraklara yönelen herkes, aslında bize çok önemli bir mesaj veriyor. Vatanımızın, devletimizin mensubu olduğumuz milletin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Vatanlarını kaybedenlerin başlarına hangi felaketlerin geldiğini görmek için sadece kafamızı kaldırıp bakmamız yeterlidir.