SON DAKİKA
Hava Durumu

ABD = İSRAİL

Yazının Giriş Tarihi: 08.04.2025 14:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.04.2025 14:16

Savaş taraf olmaktır. İnsanlık tarihinin en kalabalık bölümü, insan kaynaklı bu afetin kayıtlarıyla, anlatımıyla doludur. Binlerce yıldır insanlar birbirini öldürüyor. Siyasi haritaların ne kadar çok ve çabuk değiştiğini gözünüzün önünde canlandırın. Bütün bu değişiklikler acı, kan ve gözyaşıyla süslenmiştir.

Çok yakın tarih olan 1945 yılında, 2. Dünya Savaşı’nı sona erdiren Amerika’nın Japonya’ ya attığı iki adet nükleer bombadır. Hiroşima’ ya‘‘Enola Gay’’ isimli uçaktan atılan “little boy” (küçük çocuk) kenti yakmış, yıkmış ve binlerce insanın ölümüne neden olurken Japonya kayıtsız şartsız teslim olmak zorunda kalmıştı.

Aynı Amerika’nın dünyanın çeşitli bölgelerinde demokrasi ve barışı getirme adına işlemiş olduğu cinayetleri hepimiz biliyoruz. Bugün İSRAİL olarak karşımıza çıkan bu devletin emperyal hedefleri hiç bitmiyor. Bu nedenle şu anda Filistinli masum insanların, kadın ve çocukların üzerine bomba atıyor, şehirleri, evleri yıkıyor, katliam yapmaya devam ediyor.

ABD, enerji kaynaklarını kontrol altında tutmak için, ortadoğu bölgesinde jandarmalığını yapan şımarık çocuğu İsrail’in bombalarıyla çadırkentlerde hayata tutunmaya çalışan Filistinli sivillerin üzerine bombalar yağdırarak toprak kazanıyor.

Aklımızda binlerce soru var ancak insan olarak ilk akla gelen şu sorular olmaktadır.

Bu cinayet fermanına kim, neden ve nasıl izin vermektedir?

İktidar ve kişisel hırsla hareket eden, çok az sayıda kişinin başlatabileceği bu savaşa, neden onay verilmiştir?

Askerlerin kavgasında, sivil halkın öldürülmesini diğer sivil halk neden istemiştir?

İsrailli bir işçi, Filistinli bir çocuğun tepesine inen bir bombayla parçalanmasına, yanarak ölmesine neden göz yumar, onaylar ya da sessiz kalır ki?

Kitle iletişim araçları genellikle devletin elinde bulunur. Bu cinayete onay vermesi veya tepki göstermemesi için sivil yığınlar, nasıl bir propagandaya maruz bırakılmıştır?

Bu ve bunun benzeri birçok sorunun cevabı, yukarıda tarif ettiğimiz savaşın tanımında araya serpiştirilen ve tarafı olduğumuz kelimelerin içinde kendini göstermiyor mu? Taraf olmak, kendi tarafında olmak...

Ülkeler milyarlarca dolarını silahlara ve savunma dedikleri harcamalara yapmaktadır. Savaşa hazırlanan bu devletlerin harcadığı paraların büyüklüğü, birtakım odakların iştahını kabartmıştır. Savaş çıkartarak ürettikleri silah satışlarını arttırmak isteyen bu uluslararası şirketlerin doymak bilmeyen iştahları hiç kapanmamıştır. Bu durum karlı bir sektör haline gelmiş, kazan-kazan tabir edilen karşılıklı çıkar anlaşmaları yapılarak, taşeron örgüt ve savaşçılar yeni dönemin orduları haline getirilmiştir.

Artık devletler perde gerisinde kalıp, gruplar vasıtasıyla çatışmakta, terör örgütlerini kullanarak emperyal hedeflerine ulaşmaktadırlar. Silah tüccarları da savaş politikalarını benimseyen liderleri destekleyip, iş başına getirmek için büyük gayret göstermektedirler. Amerika denilen emperyal canavarın kullandığı terör örgütünün adı İSRAİL olmuştur.

Mantık çerçevesinden baktığımızda, sivilin korunması için silahlara harcanan paranın, bu savaşların niteliğini anlatmak ve önlemek için harcanacak paradan daha az olması gerekmez mi?

Silahlanma için ayrılan para ile silahsızlanma için ayrılan para arasındaki uçurum, nedeni her ne olursa olsun, insanların birbirine karşı hissettikleri nefretin ve mesafenin büyüklüğünü de göstermiyor mu?

M.Akif ERSOY’ un Çanakkale savaşına hitaben yazdığı dizelere bakalım.

‘Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer

Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer

Yedi iklimi cihanın duruyor karşısında,

Ostralya ile beraber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;

Sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.”

Savaş insanı çirkinleştiren en büyük yıkımlardan birisidir. O kadar yıkar ki; Akif “Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, iki kazma iki kürek, iki de ırgat gerek. Ancak hadi gel şunu geri yapalım desen, bir Sinan bir de Süleyman gerek.” Dizeleriyle yıkmanın ne kadar kolay imar etmenin ise çok zor olduğunu, irade, güç ve bilgelik gerektirdiğini ifade eder.

Bütün bunların yanında çocuk, kadın ve masum sivillerin bütün dünyanın gözü önünde katledilmesi, öldürülmesi karşısında suskun kalmak cinayete ortak olmak değil midir?

Masumların öldüğü hiçbir dava haklı olamaz diyor, afetsiz günler diliyorum…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.