SON DAKİKA
Hava Durumu

AFETLER SİYASET ÜSTÜDÜR!

Yazının Giriş Tarihi: 06.01.2025 23:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.01.2025 23:17

Evet, afet dediğimiz olay/olgu, her türlü siyasetin üstünde bir durumun ortaya çıkmış halidir. Hangi dünya görüşünde olursanız olun, hangi rengi seviyor ya da sevmiyor olursanız olun, hangi yemeği tercih ederseniz edin, hangi artisti, şarkıcı ya da tiyatrocuyu severseniz sevin, hangi partiye oy verirseniz verin ve hangi tanrıya inanırsanız inanın... Yaşadığınız ve adına Türkiye dediğiniz bu coğrafya zamanı gelince sarsılacak ve hepimizi ortak bir paydada buluşturacaktır. O yüzden diyorum ki hep “afetler bizim ortak paydamızdır!”

Siyaset üstü bir konuda yazı yazmak, etliye sütlüye karışmadan düşünce ve duyguları nakletmek her zaman kolay olmuyor. Örneğin, deprem öldürmüyor bina öldürüyor gerçeğini bilmeyen kalmamıştır. Peki, bu binaların deprem gerçeği göz ardı edilerek inşa edilmesi, çürük zeminlere imar izninin verilmesi, binaların malzemeden çalınarak inşa edilmesi, yapıların yerinde ve zamanında etkin bir şekilde denetlenmemesi hususlarını nasıl anlatacağız?

Türk vatandaşının neden çürük bina yaptığını, bu binaların sürekli olarak affedilmesinin istikbalimize ne gibi katkısının olduğunu, bütün bunlara rağmen çeşitli konularda yüzlerce çalıştay düzenleyen siyasi iradenin, hala “Türk vatandaşı neden kaçak bina yapar ?” sorusunu çalışmadığını nasıl söyleyeceğiz? Yasal bina yapmanın önündeki engelleri, vatandaşı kaçağa, denetimsizliğe, plansız ve ehliyetsizliğe mahkûm eden, kemikleşmiş ve kanıksanmış mevcut egemen anlayışa, bu anlamdaki yolsuzluk ve ahlaksızlığa karşı çıkmanın zorluklarını nasıl aşacağız?

Sevgili Dostlar…

Bursa fay hatları üzerinde, üç milyon nüfusuyla deprem riski altında bulunan en önemli kentlerimizden birisidir. Sanayi, turizm ve tarım şehridir. Ülke ekonomisine büyük katkısı olan, katma değeri yüksek bir coğrafyadır. Bu coğrafyada yaşayan insanlar en son gerçekleşen 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleriyle iradesini sandığa yansıttı ve yerel idarelerde büyük değişimler yaşanmasına sebep oldu. Yerel idarelerde yeni yönetim ve yöneticileri seçtik, belirledik. Yeni yöneticiler de doğal olarak çalışacakları personelleri kendileri belirleyecetir. Eyvallah! Ancak bazı meslekler vardır ki ehliyet ister, liyakat ister. Örneğin benim kullanacağım bir uçağa binmenizi tavsiye etmem. Çünkü daha önce hiç uçak kullanmadım ve eğitim almadım. Benim yazacağım reçeteye göre ilaç kullanmayın çünkü tıp eğitimi almadım...

Ne demek istiyorum?

Bu yönetimlerin özellikle 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş merkezli depremlerden dersler çıkartması, afete hazırlanması, kriz yönetiminden risk yönetimine geçişi planlaması gerekmektedir. Zira merkezi idare olan hükümet bu depremden hemen sonra Büyükşehir Belediye başkanlıklarına AFET İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI, ilçe belediyelerine AFET İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ve SİVİL SAVUNMA UZMANLIĞI kadroları tahsis etti. Bu kadroların afetin ev sahipliğini yapan belediyelerde; afet zararlarının azaltılması, risk planlarının hayata geçmesi ve şehrin her türlü afete karşı dirençli hale getirilmesi amacıyla tahsis edildiği açıktır. Hükümetin görmüş olduğu bu eksikliği yerel idarelerin çok iyi tahlil etmesi, bu alanda bilgi, tecrübe ve deneyimi olan ehliyetli ve liyakatli idarecileri bu kadrolara görevlendirmesi şarttır. Zira dost, ahbap, çavuş ilişkileriyle doldurulacak bu kadroların yaptığı veya yapmadığı - yapamadığı işler topluma afet olarak yansıyacaktır.

Türkiye’ de meydana gelen insan, doğa ve teknolojik kaynaklı her türlü afette; maddi ve manevi kaybımızın temelinde yolsuzluk ve ahlaksızlıkla birlikte, ehliyetsizlik ve liyakatsizlik yok mudur? Bunu defalarca tecrübe etmedik mi? Bu durumda aklımıza olumsuz bazı düşünceler belirmiyor mu? Yöneticilerimiz ya bizim hayatımızı önemsemiyor ya da partizanlık, adamcılık, ahbap çavuş ilişkileri veya akrabalık duyguları ağır basıyor. Hangisi olursa olsun duygusallığın olmadığı, mekanik bir sistemle çalışan doğa, bunların hiç birisini affetmeyecektir. İnanın dostlar, hiç kuşkunuz olmasın faturamız ödemekte zorlanacağımız kadar büyük gelecektir.

Bunları yazmamın sebebi, Bursa belediyelerinin bölgemizde ve beklediğimiz farklı bölgelerdeki depremler arifesinde, zor bir dönem ile mekânda yapacakları çalışmalar hepimizi yakından ilgilendirdiği içindir. Yetki, güç ve devletin kaynaklarını kullanan yöneticilerimizin afet ve acil durumlarla ilgili bir takım istek ve beklentilerimizi de duysunlar istiyoruz. Ve sesleniyoruz ki;

Hangi anlayışın temsilcisi olursanız olun, rehberiniz ilim, yoldaşınız bilim olsun,

Amacınız hiçbir fark gözetmeden, partili - partisiz ayrımı yapmadan, bölgenizin bütün kesimlerine karşılıksız hizmet olsun,

İlkeniz dürüstlük, saydamlık ve şeffaflık olsun,

Ehliyetli ve Liyakatli idarecileriniz olsun,

Hizmetlerinizde ölçü, adalet ve hakkaniyet olsun,

Kamu kaynaklarında yolsuzluk ve ahlaksızlık olmasın, hiçbir kaynak israf edilmesin,

Beni, ailemi ve şehrimi her türlü afet ve acil duruma karşı koruyacak tedbirlerin olsun, afetlere dirençli toplum oluşturma adına eğitimin, donatımın ve hazırlığın olsun,

Özellikle afet nedeniyle yardıma muhtaç olanlar başta olmak üzere, sosyal belediyecilik ile alil-acizleri koruyan bir çatınız olsun. Bu çatı gerek duyduğumuzda hepimizin sığınacağı kadar büyük ve kuvvetli olsun,

Anlayış olsun, hoşgörü olsun, kardeşlik olsun,

Biz elimizden geleni yapalım, iyi niyetle beraber çalışıp hizmet edelim ki takdir Allah’tan olsun. Diyor, şehrimde ve ülkemde doğa kaynaklı bir olayın afete dönüşmemesini diliyorum.

Siyasi tercihlerden uzak, bilimsel yöntemleri esas alan risk temelli afet yönetimi anlayışının, ehliyet ve liyakatli bürokratlarca yerel idarelerimizde hayata geçmesi ve afetsiz günler dileğiyle...

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.