SON DAKİKA
Hava Durumu

HAYAL KIRILMAK İÇİNDİR…

Yazının Giriş Tarihi: 29.05.2023 17:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.05.2023 17:53

Oysa plan ne kadar da olasıdır! 
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden sonra, umar ve bekleriz ki herkes kendi muhasebesini yapmıştır. Vatandaş, bürokrat, müteahhit, yönetici, patron ve en önemlisi devlet aklı. Bekleriz ki enkaz altında kalmayacak bir devlet aklı olsun. Sebep-sonuç adına muhasebesini yapıp, aklıyla hareket edip plan hazırlasın! Hazırladığı plana uysun, sadık kalsın. Devlet ahlakının yasa olduğunu unutmasın.
Tarih boyunca devleti kuran ve yıkan insanın çok değişik tanımları yapılmıştır. Konfüçyüs “insan, öğrenen hayvandır” derken, Thales "araştıran", Sokrates, "sorgulayan", Sofistler "kazanan", Platon "toplumsal”, Aristo "düşünen hayvandır" der. Gazali için "İnsan, tutarsız bir hayvandır", Descartes olaya başka bir pencereden bakar ve "insan, konuşan hayvandır" der. İnsanla alakalı belki de en çarpıcı tanımı Nietzsche söyler ve der ki "insan, düpedüz hayvandır!"
    Düşünürlerce insanın tanımlanmasında kullanılan hayvan sözcüğünün kökeni Arapçadır ve ‘canlı’ anlamına gelir. Sözlükte hayvan sözcüğünü ‘duyumsama ve devinme yeteneği olan canlı varlık’ olarak okuyabiliriz. Hayvan sözcüğünden önce kullanılan sıfatların hepsi, düşünürlerin insani özellikleri betimlemek için kullandığı sözcüklerdir.  O halde insan, çok çeşitli canlılık içerisinde, özbilinç potansiyeli ile yaratma potansiyelinin temellendiği yerde ve zamanda ortaya çıkan varlıktır diyebiliriz. İslam inancı ise insanı “kul” olarak tanımlar.
    Doğada her canlı varlıkta olduğu gibi insanın da bir sonu vardır. Yaşamın biyolojik saatle sınırlı olması gerçeği, insanı ölüme ve yokluğa karşı çaresiz bırakır. Ancak, canlı varlıklar içerisinde, yaratma edimi yoluyla bu duruma direnç gösteren, teslim olmayan ve karşı duran tek canlıdır insan. Akılsal bilinci ile bedensel bilincinin kaynaşması neticesinde insan, bütünleşmiş bilince ulaşır. Bu bilinç yeryüzünde nesneleşmiş eserler bırakmasına sebep olurken, varlığına anlam, amaç katıp arayışına devam eder. Bunu yaparken de en önemli özelliğini, hayal gücünü kullanır. Kırılsa da hayalleri ondan vazgeçmez, geçemez.
    Devlet olana göre hareket ederken, insan hayaline yönelir. Hayali kırılan bir insan umutlarını tazeler ve her şeye yeniden başlar. Çünkü umut bir beklenti değil yürütücü iradedir. İnsan bu iradeye her zaman ihtiyaç duyar. Ama devlet hayal kurmak için değil hayalleri gerçekleştirmek için vardır. Bunun için devlet aklı duyguyla değil planla hareket etmelidir. Çünkü devlette duygu artarsa akıl azalır. Aklı az devletin hayal kırıklığının faturası da çok ağır olur. 
    Sevgili dostlar, yaşadığımız zaman diliminde ülkemizde ve dünya genelinde afet zararları olağanüstü boyutlarda maddi-manevi kayıp yaratmaktadır. Ekonomileri olumsuz yönde etkileyip enflasyon rakamlarını büyüten bu hadiselere sürekli kaynak ayrılması, sürdürülebilir ve sağlıklı bir sistemi zorunlu kılmaktadır. Bu sistem reel bir devlet aklını gerekli kılarken hayali değil aklı kullanmayı önceler.
    Velhasıl, devleti yöneten kim olursa olsun, önemli olan iyinin ve adaletin hüküm sürmesidir. Çünkü bu iyilik ve adalet devletin bizim için yapacağı planların bir sonucu olarak hayatımıza yansıyacaktır. Aksi durum makus talih olur. Afet olur. İşte bunun için, son söz olarak kırılan hayallerin sahibi biz olurken planların sahibi devlet olsun diyor,
Afetsiz günler diliyorum…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.