Mesele nedir? Anlattı ... Açıkladığı DSİ Protokolü de pek şaşırttı!....

Haftalardır süren mesele, malumunuz çok değerli okur...
Yüzyıllardır "Sudan ibaret bir kent" olarak bilinen Bursa'da 'Su' yok...
Dolayısıyla;
Koskoca kentte yaşam kaynağı su olmayınca da sorun çok...
Kaçınılmaz bir vaziyette;
Yerelde gündeme su gibi elzem bir sorun mevzu olunca da;
Vatandaşın hem derdi çok, hem de tahammülü yok....
Ve fakat;
Su sorunu ile alakalı olan biteni takip edenler mutlak farkına varmışlardır;
Mevzu hayati unsur su olsa dahi, siyasi kulvarda konuşanların üslupları asla ve kat-a değişmiyor;
Hep bir eleştiri, hep bir suçlama halleri ve de hep bir 'Biz yapmadık onlar yaptı' vaziyetleri...
Hal böyle iken de bir süredir;
Kim yaptı, kim suyumuza sahip çıkmadı, kim suçlu? Suallerine endeksli, illa ki politik içgüdü ile ve klasik reflekslerle donatılmış bir dizi açıklamalar, değerlendirmeler ve de yorumlar uçuşmakta pek kıymetli Bursamızın yerel atmosferinde ...

Amma velakin nedir asıl mesele ?
Su sıkıntısına acil ve de kalıcı bir formülle çözüm üreterek Bursalılar'ı suya her daim kavuşturabilmek... Öyle değil mi?
Şu açıdan bakın bir de;
Çok kıymetli atalarımızın üzerine basa basa söylediği gibi mesele 'Bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek' yani...
Özellikle halkın nezdinde zinhar birilerini suçlamak değil asla ...
Ki Bursalılar zaten tek ve de kalıcı bir hamle bekliyor:
Birlik ve bütünlük içinde doğru formülü bularak suyun yolunun yeniden açılmasını...
İşte tam da bu minvalde Marmara Belediyeler Birliği Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in Doğancı Barajı’nda yaptığı toplantı önemliydi.
Su kesintilerinden kaynaklı Kendisine yöneltilen eleştiriler karşısında bir süredir çok fazla cümle kurmaktan ziyade sessiz kalmayı tercih eden Başkan Bozbey, bu kez ve de ilk kez geçmişteki hatalardan söz açtı ve 2017’de DSİ ile yapılan protokolün bir önceki yönetim tarafından iptal edilmesine bir anlam veremediğini ifade ederek şu vurguyu yaptı;
"Geçmişteki hatalar maalesef bugün yaşadığımız sıkıntılı tablonun sebebi"
Ama Mustafa Başkan’ın bu vurgusu, bir hesaplaşmadan çok, 'ders çıkarma' çağrısıydı.

Sözü eğip-büküp dolandırmadan açık açık ve de direkt şöyle söyledi Başkan Bozbey;
“Eğer o protokol iptal edilmeseydi, Bursa bugün bu krizi yaşamazdı.”
Protokol mevzusunun nasıl ve de niçinlerine gelindiğinde de şu iki suali sordu Mustafa Başkan;

“Dönemin AK Partili Büyükşehir Belediye Başkanı, 2023 yılında Çınarcık Barajı suyunun Bursa’ya taşınacağını açıklamıştı. Nerede o su, gören var mı?
O dönemde tüm planlar bu hattın 2023’te devreye girmesi üzerine kurulmuştu, ne oldu da bu hat devreye girmedi?''...

İlaveten;
Hemen ardından da ekledi;
“Bugün yaşanan su kesintileri siyasi bir tercih değil, zorunlu bir önlem.”
Velhasıl bu sözlerle meselenin kim haklı, kim haksız meselesi değil; şehrin susuz kalmaması olduğuna özellikle işaret etti Mustafa Başkan...
Yeri gelmişken DSİ ile ilgili hususun detaylarını Başkan Bozbey'in cümlelerine dayanarak neden- niçin ve nasılları ile aktarayım;
Çınarcık Barajı suyunun bir isale hattı ile Bursa'ya ulaştırılması için Recep Altepe döneminde DSİ ile bir protokol imzalanıyor ve suyu DSİ’nin getirmesi karşılığında da BUSKİ Türk Lirası bazında borçlandırılarak aylık ücretlendirmelerle bir ödeme takvimi oluşturuluyor.
Ancak her nedense;
Aradan geçen 4 yılın sonunda Alinur Aktaş döneminde bu protokol iptal ediliyor.
Ve de çok şaşırtıcı bir şekilde Türk Lirası ile ödeme seçeneğinden vazgeçilip BUSKİ 155 milyon Euroluk bir dış krediyle borçlandırılıyor.
Başkan Bozbey geçmiş döneme ilişkin bu bilgileri aktardıktan sonra doğal olarak
“Neden” dedi ve şöyle devam etti;
“Durduk yerde BUSKİ bu kadar borcun altına niçin sokuldu, yürüyen iş neden bozuldu?...O protokol o zaman bozulmasaydı bugün Çınarcık suyu hem geliyor olacaktı, hem de BUSKİ bu kadar borcun içine sokulmayacaktı”.
Belgelerle konuşan Başkan Bozbey DSİ Protokolü ile alakalı sorduğu suallerde tahmin edeceğiniz üzere bir önceki dönem büyükşehir belediye başkanı olan Alinur Aktaş’ı kasdetti ve de aynen şu ifadeleri kullandı;
“Bursa’yı asla yaşanmaması gereken su sorunuyla yüz yüze bıraktılar,
Hele ki, çektikleri videolarla bir de sırıtarak Bursalılarla alay edercesine konuşuyorlar ki onların bu konularla ilgili hiçbir söz söylemeye yüzleri de yok, hakları da.
Bursalılar adına soruyorum, 2017 yılında DSİ ile BUSKİ arasında imzalanan isale hattı protokolü 4 yıl sonra neden iptal edildi.
İmzalanan bu protokolden neden vazgeçildi, bunun arkasında ne vardı, başka bir amaç mı vardı?
Açıkçası Başkan Bozbey'in DSİ Protokolü ile ilgili sorduğu o sualler, su mevzusu ile ilgili gelişmeleri takipte kalan herkeste de ayrı ayrı soru işareti oluşturdu ve de tüm dikkatler bir önceki Başkan Alinur Aktaş'a çevrildi.
Bakalım Aktaş bu hassas ve aynı zamanda mühim suallere bir yanıt verecek mi?
Yanıt verecekse de neler söyleyecek?
Uzun lafın kısası ister istemez Bursa kamuoyu pür dikkat kesildi, Alinur Aktaş'tan gelebilecek cevabı beklemekte ...
Aktaş şayet yanıt verirse yine bu köşeden noktasına virgülüne dokunmadan siz değerli okurlarıma aktaracağım...

Yazının sonunda Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in "Bursa'yı, Bursalılar'ı asla susuz bırakmayacağım' sözünü verdiğini de belirtirken, söylediği bir başka cümleyi de aktarmam da kanımca fayda var:
“Bu mesele siyaset değil, hayat meselesidir.”
Mustafa Başkan'ın hem çok mühim hem de pek manidar bu sözlerine istinaden ben de bir cümle ekleyip yazıyı noktalayım o vakit;
“Bu mesele bağcıyı dövmek değil, bağın kurumasını önleme meselesidir.”
Yeni yazıya değin kalın sağlıcakla....