
Hac programı belli olunca Emir köyünde Osman Sevinç (66), hac mevlidi tertipledi. 25 senedir konuşmadığı Yüksel Çiçek de (60) davetli olmadığı halde köydeki camide tertiplenen bu mevlide iştirak etti. Ancak ilk başta Osman Sevinç, müftülükte hac kaydını yaptırırken Diyanet yetkililerine farklı bir kafilede ile gitmek istediğini belirtmişti. Orhaneli İlçe Müftüsü Ahmet Fuat Çandır, kendisinin kafile başkanı olduğunu, iki ailenin de kendisi ile birlikte mübarek yolculuğa çıkacağını söyledi. Hac eğitimleri sırasında dünyevi kırgınlıklardan sıyrılmak gerektiğini anlatan Müftü Çandır, bu arada Bursa İl Müftülüğünün hazırladığı dargınlıkların sona erdirilmesi ile alakalı bir videosunu da iki tarafa da ailece seyrettirdi. Kalpleri yumuşayan Sevinç ve Çiçek aileleri, 'Yenişehir 4. Kafilesi'nde birlikte hac yapmayı kabul etti. Bursa Yenişehir Havalimanı'ndan yola çıkıp Medine-i Münevvere'ye kavuştular. Peygamber Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Ravza-i mutahharasına birlikte giden iki ailenin fertleri geçmişteki kırgınlıkları unutmaya karar verdi. Üç gün sonra Mekke-i Mükerreme'ye Beytullah'a kavuşan Osman-Hatice Sevinç çifti ile Yüksel-Kıymet Çiçek çiftleri Mekke-i Mükerreme'de kucaklaşıp birlikte Diyanet İşleri Başkanlığının tertiplediği yemekte aynı sofraya oturdu.
Hac için 14 seneden beri beklediğini belirten ve 25 senedir konuşmadığı Osman Sevinç ile aynı kafiyeleye düşmelerinin Allah'ın bir lütfu olduğunu belirten Yüksel Çiçek (60), "Bu mübarek yolculuğa çıkmadan önce kendi kendimize bir muhasebe yaptık. Pişmanlık oluştu. Bu küslüğü geride bırakmak bana sırtımdan büyük bir yükün kalktığını hissettirdi" diye konuştu. Osman Sevinç kendisinin hafiflediğini belirterek, "Büyük bir günahtan kurtulduğumu hissediyorum. Mübarek topraklarda karşılaşmasaydık barışmamız pek mümkün olmazdı. Kutsal topraklara aynı kafile ile gitmeyi de büyük bir işaret olarak kabul ettim. Ben de üzerimden büyük bir yükün kalktığını hissediyorum" dedi.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Kadir Dinç, iki aileye yanına alarak sözlerini şöyle tamamladı: "Bu toprakların rahmeti kendilerini kuşatmış. Rabbimize gidiyoruz, Allah bizi evine kabul etmiş. Üç günlük dünyada biz birbirimize niçin yabancı duralım? Aynı köyde kaldığımız hâlde kalplerimiz niçin birbirine uzak kalsın? Arafat'ta vakfeye durup söz vereceğiz. Daha bizi bekleyen mahşer var, ahiret var. Demek ki bu pişmanlık duyguları canlanmış. Kafile başkanımızın ve hocalarımızın yönlendirmesiyle, 'Allah bizi affederken niçin biz birbirimizi affetmeyelim?' diyerek buluşmuşlar. Kalpler yumuşamış. Bu mukaddes belde, vahyin beşiği olan bu topraklar, Ümmü'l-kur'a olan bu topraklar, ana kucağı ile bu kardeşlerimizi kucaklamış. Tekrar kardeşlik bağları ile birbirilerine bağlamış. Tebrik ediyoruz".
Orhaneli İlçe Müftüsü Ahmet Fuat Çandır da şimdi özellikle Hatice ve Kıymet teyzelerin birbirlerini bırakmadıklarını, iki ailenin hep birlikte tavafa gidip ibadetlerini beraberce ifa ettiklerini sözlerine ekledi.