Vatandaşın mağdur olduğu konuda bankalar da sorumlu olacak

11. yargı paketinin detaylarını paylaşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yapılacak düzenlemelerle dolandırıcılıkların önüne geçilmesinin amaçlandığını belirterek "Banka ve ödeme kuruluşlarına da sorumluluk yüklenecek" dedi. Sanal bahis soruşturmasıyla ilgili de açıklama yapan Bakan Tunç "Hesaba hemen el konulmasıyla ilgili düzenlemeler var'' şeklinde konuştu.

Haber Giriş Tarihi: 19.12.2025 12:57
Haber Güncellenme Tarihi: 19.12.2025 12:57

Ankara'da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 11. Yargı Paketi'nin içeriğine ilişkin bilgi verdi. Yapılacak düzenlemelerle dolandırıcılıkların önüne geçilmesinin amaçlandığını belirten Bakan Tunç, bu anlamda bankalara ve ödeme kuruluşlarına da sorumluluk yükleneceğini ifade etti.

HESAPLARA DERHAL EL KONULABİLECEK

"11. Yargı Paketi'ne, bilişim suçlarıyla mücadele kapsamında önemli maddeler eklenmiştir" diyen Bakan Tunç, "Özellikle internet ortamında ve bilişim yoluyla işlenen suçlar ile bilişim yoluyla gerçekleştirilen dolandırıcılık fiillerinin etkin bir şekilde soruşturulması, gecikmeksizin hesaplara el konulabilmesi ve mağduriyetlerin giderilebilmesi amacıyla önemli düzenlemeler yapılmıştır. Söz konusu düzenlemeler Meclis Adalet Komisyonu'ndan geçmiştir. Buna göre, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128. maddesinde yer alan rapor şartı aranmaksızın, acele hallerde Cumhuriyet savcılarının mağduriyetlerin önüne geçmek amacıyla el koyma kararı alarak hesaplara derhal el koyabilmesine imkan tanınmaktadır" dedi.

BANKALAR ARTIK "BİZİ İLGİLENDİRMİYOR" DİYEMEYECEK

Dolandırıcılık olaylarında banka ve ödeme kuruluşlarına da sorumluluklar yükleneceğini ifade eden Bakan Tunç, "Özellikle banka ve ödeme kuruluşlarına da sorumluluklar yükleniyor. Hesap açma ve telefon aboneliği işlemlerinde, banka ya da ödeme kuruluşlarında biyometrik doğrulamanın yapılması zorunlu hale getiriliyor. Çipli kimlik kartlarıyla ilgili zorunluluklar ile bankalara birtakım yükümlülükler getiren bu düzenlemeler, 11. Yargı Paketi'nde yerini aldı. Bunlar elbette yasal düzenlemelerdir" şeklinde konuştu.

TELEFON DOLANDIRICILIĞINA ÖNLEM

Yapılacak düzenlemeler telefon yoluyla dolandırıcılığın da önüne geçilmesinin hedeflendiğini belirten Bakan Tunç "Telefon hatlarının belirli ölçülerde sınırlandırılmasına ilişkin olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na yetkiler verilmektedir. Bu hususlar kanun teklifinde yer almaktadır" ifadelerine yer verdi.

Bakan Tunç'un açıklamalarından satırbaşları; "Sanal bahis ve kumarla mücadele konusunda, devletimizin ilgili kurumlarında başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere büyük bir kararlılık bulunmaktadır.

Bu kapsamda, geçen ay bir genelge de yayımlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız, konuşmalarında bu konuya defalarca vurgu yapmıştır. Özellikle sanal bahis, teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte sanal kumarın çocuklarımızı ve geleceğimizi tehdit eden bir boyuta ulaştığını göstermektedir. Aile bütünlüğünü bozan, aileleri çökerten bir noktaya doğru ilerlemektedir.

Bu nedenle, bu alanda kapsamlı bir çalışma yapılması gereği ortaya çıkmıştır. Bu sorun yalnızca Türkiye'nin değil, tüm dünyanın karşı karşıya olduğu bir problemdir. Vatandaşlarımızı; çocuklarımızı, gençlerimizi ve ailelerimizi korumak amacıyla birtakım çalışmalar başlatılmıştır.

Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın kabinede verdiği talimatlar doğrultusunda hem de Cumhurbaşkanlığı genelgesi çerçevesinde, bir eylem planı oluşturmak üzere Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız Şevdet Yılmaz'ın başkanlığında, ilgili bakanlardan oluşan bir komisyon uzun süredir çalışmalarını sürdürmüştür.

Bu çalışmalar neticesinde bir eylem planı oluşturulmuştur. Eylem planı kapsamında Adalet Bakanlığına düşen hususlar olduğu gibi, diğer bakanlıklara düşen sorumluluklar da bulunmaktadır.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ

Değerli arkadaşlar, terörsüz Türkiye süreci, ülkemiz ve milletimizin geleceği için son derece önemli bir süreçtir. Başarıya ulaşması için devletimizin ilgili kurumları, siyaset kurumu ve bütün milletimiz büyük bir koordinasyon ve beklenti içinde çalışmalarını sürdürmektedir.

Son bir yıla baktığımızda bunu "terörsüz Türkiye süreci" olarak adlandırıyoruz. Aslında bu, 41 yıllık bir mücadelenin sonucudur. Güvenlik güçlerimiz bu süreçte canlarını feda etmiş, büyük acılar yaşanmıştır. Binlerce askerimiz, polisimiz ve sağlık görevlimiz maalesef şehit edilmiştir. Şehit cenazelerinde yaşadığımız acılar ve sıkıntılar, devlet görevlilerinin ve siyasetçilerin omuzlarındaki ağır sorumluluğu bir kez daha hatırlatmıştır. O günleri unutmadık ve bir daha o günlere geri dönmek istemiyoruz.

Bu 41 yıllık mücadelenin son 23 yılında ise, terörün istismar ettiği alanlar birer birer ortadan kaldırılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2002 yılında göreve geldiğinde attığı ilk adımlardan biri olağanüstü hâlin kaldırılması olmuştur. Ardından demokratikleşme adımları atılmış, temel hak ve özgürlükler yalnızca Kürt vatandaşlarımız için değil, tüm vatandaşlarımız için genişletilmiştir.

Son bir yıla geldiğimizde, Sayın Cumhurbaşkanımızın Ahlat'ta yaptığı konuşmalar, "iç cepheyi güçlendirelim" vurguları ve Sayın Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı çağrının ardından; terör örgütünün fesih kararı alması ve silahları yakmasıyla önemli bir aşamaya geçilmiştir.

Bu sürecin en önemli aşamalarından biri de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir komisyon kurulması olmuştur. Meclis Başkanımızın başkanlığında oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu önemli toplantılar yapmış; tarafları, devlet kurumlarını, bakanları ve siyasi parti temsilcilerini dinlemiştir. Siyaset kurumunun neredeyse tamamı görüşlerini ifade etme imkânı bulmuştur.

"ORTAK BİR RAPOR HAZIRLANMASINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR DEVAM ETMEKTE"

Şu anda rapor yazım sürecine gelinmiştir. Siyasi partiler raporlarını peyderpey komisyona sunmaktadır. Her partinin bu konuda farklı görüşleri olması son derece doğaldır. Ortak bir rapor hazırlanmasına yönelik çalışmalar da devam etmektedir.

Meclis Başkanımızın çalışmaları tamamlandıktan sonra, ortaya çıkacak ortak rapor ve çizilecek yol haritası doğrultusunda yasal düzenlemeler gerekiyorsa, elbette ki Meclisimiz bunları yapacaktır. Burada özellikle basında yer alan 'şunlar yapılacak, bunlar yapılacak' şeklindeki iddialara itibar edilmemelidir. Adalet Bakanlığı bünyesinde bu yönde özel bir hazırlık söz konusu değildir. Kanun yapma yetkisi münhasıran milletvekillerine aittir. Bizler yalnızca teknik destek sunarız. Bu süreçte kullanılan ifadelere çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Süreci sabote etmeye, bozmaya ve Türkiye'nin terörden kurtulmasını istemeyen çevrelerin provokasyonlarına karşı sağduyulu olunmalıdır.

Terör örgütünün feshi ve silah bırakma süreci, hem yurt içinde hem de yurt dışında devletimizin ilgili kurumları tarafından titizlikle izlenmektedir. Bu izleme süreciyle ilgili bilgiler de komisyona aktarılmaktadır. Silah bırakmanın fiilen gerçekleşip gerçekleşmediği ve sürecin hangi aşamada olduğu gibi hususlar raporda yer alacaktır."