AK Parti'nin önemli isimlerinden Metin Külünk, yerel seçim sürecinde partide yaşananlara ilişkin sert eleştirilerde bulundu.
Fatih Altaylı'nın konuğu olan Külünk, sokakla parti siyasetinin bağının koptuğu belirterek, "Şu anda bir tek bağ var. Devlet başkanı olarak sayın cumhurbaşkanımızla sokak arasında. O bağ da sokağın beklentileri odaklı duruyor. Yani iki sene evvelki bağ yok. Üç sene evvelki bağ değil. Hatta bir yıl önceki bağ değil" ifadelerini kullandı.
"Öyle mahalle başkanlarımız var ki sanki cumhurbaşkanı"
Külün, sözlerini şöyle sürdürdü:
Adaletsizliğin yaygınlaşması... Maalesef bu konuna sokak çok ciddi endişe içinde. Yöneticilerin gurur ve kibire saplanması... Konuşmaya bile gerek yok. Istakoz ve Rolex saat görüntüsü askında bu sorunun cevabı. Ama bu çok enteresan bir şey. İktidarın gücünü hazmedememenin, hazımsızlığın bir tek Ankara'da yansıması yok. İlçede de var, mahallede de var. Öyle mahalle başkanlarımız var ki sanki cumhurbaşkanı. Arkadaşlarımıza defalarca dedim. İlçe başkanı arabanın arka koltuğunda oturmaz. Koruma polisiyle dolaşmaz. Çakar takmaz. Kim, nereden çıktı bu?
"Erdoğan'a düzmece anketler sunuldu"
Partiden bazı isimlerin yerel seçimlerde kendi istedikleri adayları aday göstermek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a düzmece anketler sunduğunu iddia eden Külünk, "Düzmece anketler götürmeyin diye bas bas bağırdım. Bazı illeri biliyorum, söylemeyeyim" şeklinde konuştu.
Ayrıca 15 Temmuz sonrasında parti içindeki siyasetçiler arasında, "Bu millet bizlere mecbur" anlayışının ortaya çıktığını ifade eden Külünk, şu şekilde devam etti:
Her şekilde her iktidar kendi statükosunu üretir. Bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin gaziden sonraki iktidarında da oldu. Merhum Süleyman Bey'in iktidar döneminde de oldu. Parti bu kadar kuvvetli bir hareket olarak oluşan statükonun sayın cumhurbaşkanımızı sınırlandırması çok uzun sürdü. Bunun sebebi de Erdoğan'ın liderlik gücü ve çok kuvvetli taşıyıcı gücü buna engel oldu. 15 Temmuz'dan sonra bizim arkadaşlarımızda, 'Bu millet bizlere mecbur' anlayışı ortaya çıktı. Hayır, ne devlet iktidarlara mecburdur, ne de millet iktidarlara mecburdur.