Kadim inanışlara göre uygulanan bazı ritüellere göre bu bitkiler çantada taşındığında hem mutluluğu çekerken hem de kötü enerjilerden korunmanıza yardımcı oluyormuş. İşte, çantanızda taşımanız gereken o bitkiler…
Antik çağlardan bu yana pek çok toplumun kadim inanışlarına göre doğada yer alan birçok bitki yalnızca şifa değil aynı zamanda duygusal ve ruhsal enerjileri de dengeliyormuş.
Özellikle çantanızda taşıyacağınız bu bitkiler hem aşk, mutluluk enerjisini kendinize çekmenizi sağlarken hem de negatif enerjilerden korunmanıza yardımcı oluyor.
Kadim halk inanışlarına göre bu bitkileri yanında taşıyan kadınlar bakın nasıl etkileri garantiliyormuş…
BU BİTKİLER ENERJİSİYLE ÖNE ÇIKIYOR
Küçük keselerde, dikiş aralarında ya da gizlice ceplerde taşınan bu bitkiler, aşkı çağırır, sadakati korur, ruhsal dengeyi sağlar ve görünmeyen tehlikelere karşı bir tür kalkan oluştururdu.
Şifasıyla bilinen sarı kantaron, kadınların en çok güvendiği doğa dostlarından biriydi. Onun çiçeğini cebinde taşıyan bir kadın, kendini daha huzurlu, daha dengede hissederdi. Şekersiz çayını yudumlamaksa, yalnızca bedenini değil, ruhunu da beslediğine inanılan eski bir gelenekti.
Aşkın en saf halini temsil eden zarif margaret çiçeği ise, genç kızların umutlarını süslerdi. Kalpten geçen duygular, bu çiçeğin tohumlarından yapılan kolyelerle görünmeyene fısıldanırdı. Rivayete göre, bu kolyeyi takan bir kız, sevdiği erkeğin kalbine doğrudan dokunabilirdi.
Bazı kadınlar için bitkiler yalnızca çekimi değil, aynı zamanda sadakati de temsil ederdi. Ölümsüz çiçek, kokusuyla olduğu kadar taşıdığı anlamla da güçlüydü. Evliliğini korumak isteyen kadınlar, bu bitkiyi ceplerinde taşır, evlerine yerleştirirdi. Sadakatin kokusunun, başka kadınların yaklaşmasını engellediğine inanılırdı.
Ve belki de en büyülü olanı, selenyumdu. Ruh eşini çağıran bir doğa sırrı gibi görülürdü. Genç kızlar bu bitkiyi tenlerine yakın tutar, haftada bir kez onunla hazırlanmış suyla yıkanarak, kaderlerinde yazılı olan kişiyi kendilerine çekmeyi umarlardı.