İsrail'in 16 Haziran'da İran devlet televizyonu binasına düzenlediği saldırı sırasında görevde olan spiker Seher İmami, yaşadığı korku dolu anları paylaştı.
Haber Giriş Tarihi: 11.07.2025 10:41
Haber Güncellenme Tarihi: 11.07.2025 10:42
Kaynak:
Bursada Bugün
İsrail'in Tahran'a düzenlediği saldırılarda birçok bölge hedef alındı.
Yaralanan ve hayatını kaybedenlerin olduğu saldırılarda, hedef alınan noktalardan biri de İran Radyo ve Televizyon Kurumunun (IRIB) yerleşkesinde bulunan ve kamuoyunda "Cam Bina" olarak bilinen yapı oldu.
BAZI GAZETECİLER YARALANDI
İsrail, 16 Haziran'da İran'da sivil yerleşim yerlerine saldırılar düzenleyeceğini bildirmesinin ve Tahran'daki 3. Bölge'ye tahliye duyurusu yayımlamasının ardından IRIB binasını vurdu.
IRIB yerleşkesindeki "Cam Bina" adıyla anılan meşhur yapı, savaş uçaklarından atılan 4 füzeyle vuruldu. Saldırıda 3 gazeteci yaşamını yitirdi, bazı gazeteciler de yaralandı.
KAHRAMAN SPİKER
Saldırı sırasında yayın binasında görevde olan devlet televizyonu spikeri İmami, korku dolu anlara rağmen canlı yayını terk etmemesiyle ülke genelinde takdir topladı.
Patlamalar ve sarsıntılar devam ederken soğukkanlılığını koruyan İmami, yayında kalmaya devam etti.
İran kamuoyunda kısa sürede "cesaretin sembolü" haline gelen spiker, sosyal medyada ve haber bültenlerinde "kahraman spiker" olarak anılmaya başlandı.
"YAYINDA KALMAYA KARAR VERDİM"
İranlı yetkililer, İmami'nin gösterdiği cesareti "İran halkının metanetinin ve iradesinin yansıması" olarak değerlendirirken, devlet televizyonu da çalışanlarının sergilediği soğukkanlı duruşun gurur verici olduğunu açıkladı.
İmami'nin dev posteri de Tahran'ın Veli Asr Meydanı'na asıldı.
Hekimlerin ettiği yemin gibi medya çalışanları da yürekten bir yemin taşıyor
Spiker Seher İmami, saldırı anında yaşadıklarını anlattı.
İsrail'in binaya saldırı tehditlerinin ve ilk bombanın atılmasının ardından kendisine yayını terk edebileceğinin söylendiğini aktaran İmami, "Arkadaşlar bana orada kalıp kalmayacağımı kendim belirleyebileceğimi söylediler. Yayını banttan sürdürebileceğimizi de ifade ettiler. Ancak ben kalmaya karar verdim." dedi.
O sırada yanında bulunan bir milletvekiliyle birlikte yayına devam ettiklerini dile getiren İmami, "Ben kalıyorum deyince, o da 'Siz burada kalıyorsanız ben milletin temsilcisi olarak gitmem' dedi. Yayına birlikte başladık." ifadelerini kullandı.
"ÇOCUKLARIMI GÖREMEYECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM"
Saldırı anında kontrolün tamamen kaybolduğunu söyleyen spiker, yaşananlara dair duygularını,
"O anda ilahi bir güç ve Allah'ın lütfuyla meseleye bakış hepimizi sardı. Bu sayede o anı güçlü bir şekilde birlikte yaşadık." ifadeleriyle anlattı.
İmami, saldırıların başladığı ilk günlerde devlet televizyonuna yönelik tehditlerin arttığını ve ailesiyle adeta vedalaştığını olduğunu söyleyerek "Çocuklarımı öpüyordum. Belki bir daha göremem diye düşünüyordum. Hayatımı, işlerimi, çocuklarımı ve eşimi her şeyi Allah'ın takdirine bırakmıştım." diye konuştu.
Mesleğine olan bağlılığını vurgulayan İmami, tıpkı hekimlerin ettiği yemin gibi medya çalışanlarının da yürekten bir yemin taşıdığını sözlerine ekledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dehşet anları tek tek anlattı!
İsrail'in 16 Haziran'da İran devlet televizyonu binasına düzenlediği saldırı sırasında görevde olan spiker Seher İmami, yaşadığı korku dolu anları paylaştı.
İsrail'in Tahran'a düzenlediği saldırılarda birçok bölge hedef alındı.
Yaralanan ve hayatını kaybedenlerin olduğu saldırılarda, hedef alınan noktalardan biri de İran Radyo ve Televizyon Kurumunun (IRIB) yerleşkesinde bulunan ve kamuoyunda "Cam Bina" olarak bilinen yapı oldu.
BAZI GAZETECİLER YARALANDI
İsrail, 16 Haziran'da İran'da sivil yerleşim yerlerine saldırılar düzenleyeceğini bildirmesinin ve Tahran'daki 3. Bölge'ye tahliye duyurusu yayımlamasının ardından IRIB binasını vurdu.
IRIB yerleşkesindeki "Cam Bina" adıyla anılan meşhur yapı, savaş uçaklarından atılan 4 füzeyle vuruldu. Saldırıda 3 gazeteci yaşamını yitirdi, bazı gazeteciler de yaralandı.
KAHRAMAN SPİKER
Saldırı sırasında yayın binasında görevde olan devlet televizyonu spikeri İmami, korku dolu anlara rağmen canlı yayını terk etmemesiyle ülke genelinde takdir topladı.
Patlamalar ve sarsıntılar devam ederken soğukkanlılığını koruyan İmami, yayında kalmaya devam etti.
İran kamuoyunda kısa sürede "cesaretin sembolü" haline gelen spiker, sosyal medyada ve haber bültenlerinde "kahraman spiker" olarak anılmaya başlandı.
"YAYINDA KALMAYA KARAR VERDİM"
İranlı yetkililer, İmami'nin gösterdiği cesareti "İran halkının metanetinin ve iradesinin yansıması" olarak değerlendirirken, devlet televizyonu da çalışanlarının sergilediği soğukkanlı duruşun gurur verici olduğunu açıkladı.
İmami'nin dev posteri de Tahran'ın Veli Asr Meydanı'na asıldı.
Hekimlerin ettiği yemin gibi medya çalışanları da yürekten bir yemin taşıyor
Spiker Seher İmami, saldırı anında yaşadıklarını anlattı.
İsrail'in binaya saldırı tehditlerinin ve ilk bombanın atılmasının ardından kendisine yayını terk edebileceğinin söylendiğini aktaran İmami, "Arkadaşlar bana orada kalıp kalmayacağımı kendim belirleyebileceğimi söylediler. Yayını banttan sürdürebileceğimizi de ifade ettiler. Ancak ben kalmaya karar verdim." dedi.
O sırada yanında bulunan bir milletvekiliyle birlikte yayına devam ettiklerini dile getiren İmami, "Ben kalıyorum deyince, o da 'Siz burada kalıyorsanız ben milletin temsilcisi olarak gitmem' dedi. Yayına birlikte başladık." ifadelerini kullandı.
"ÇOCUKLARIMI GÖREMEYECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM"
Saldırı anında kontrolün tamamen kaybolduğunu söyleyen spiker, yaşananlara dair duygularını,
"O anda ilahi bir güç ve Allah'ın lütfuyla meseleye bakış hepimizi sardı. Bu sayede o anı güçlü bir şekilde birlikte yaşadık." ifadeleriyle anlattı.
İmami, saldırıların başladığı ilk günlerde devlet televizyonuna yönelik tehditlerin arttığını ve ailesiyle adeta vedalaştığını olduğunu söyleyerek "Çocuklarımı öpüyordum. Belki bir daha göremem diye düşünüyordum. Hayatımı, işlerimi, çocuklarımı ve eşimi her şeyi Allah'ın takdirine bırakmıştım." diye konuştu.
Mesleğine olan bağlılığını vurgulayan İmami, tıpkı hekimlerin ettiği yemin gibi medya çalışanlarının da yürekten bir yemin taşıdığını sözlerine ekledi.
Kaynak: Bursada Bugün
Parka gitmek için evden ayrılan çocuk her yerde aranıyor
Filistin: İsrail, Filistin topraklarında etnik temizliğe ve saldırıları tırmandırmaya devam ediyor
Kazımcan Karataş: "Barış abim bana geçtiği tüm yolları adım adım söyledi"
Palandöken geçidinde kar ve tipi nedeniyle mahsur kaldılar
AFAD duyurdu: Balıkesir'de 3.7 büyüklüğünde deprem
Otomobil patladı, feci şekilde can verdi
Nevşehir'de 920 Kilo Kabak Çekirdeği Çalan Şüpheliler Tutuklandı
Arda Ünyay: Galatasaray camiasına layık bir oyuncu olacağım
Erol Bulut: Kaliteli ayakları var ve affetmiyorlar
Trump: "Bu saldırıya çok ciddi bir yanıt verilecek"
Bakan Fidan: SDG Suriye'de İsrail'den cesaret alıyor
Yolun karşısına geçmek isterken otomobil çarptı: 1 yaralı
Konya'da otomobil refüje çıktı: 3 yaralı
Muğla'da ticari aracın çarptığı elektrikli bisiklet sürücüsü yaşamını yitirdi
BİR ŞÜPHELİ TUTUKLANDI