Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) yayımladığı 2025 Küresel Riskler Raporu, insanlığın geleceğini tehdit eden en büyük riskleri gözler önüne serdi. Rapora göre uzun vadede iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve aşırı hava olayları; kısa vadede ise bilgi kirliliği, toplumsal kutuplaşma ve ekonomik belirsizlikler, küresel düzeni tehdit ediyor.
Haber Giriş Tarihi: 08.08.2025 14:42
Haber Güncellenme Tarihi: 08.08.2025 14:43
Kaynak:
Bursada Bugün
SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN
Konuyla ilgili Bursada Bugün'e değerlendirmelerde bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Çevre Mühendisi Efsun Dindar, hem çevresel krizlerin hem de bilgi kirliliğinin toplumlar üzerinde yıkıcı etkiler oluşturduğunu vurguladı.
"TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA VE EKONOMİK BELİRSİZLİKLER ÖNE ÇIKIYOR"
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 2025 yılına ait Küresel Riskler Raporu'nun açıklandığını söyleyen Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Çevre Mühendisi Efsun Dindar, "Rapor, insanlığın önümüzdeki 10 yıl içinde karşı karşıya kalacağı en büyük tehditlerin başında iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve aşırı hava olaylarını gösterirken, kısa vadede ise yanıltıcı bilgi, toplumsal kutuplaşma ve ekonomik belirsizlikler öne çıkıyor.
"İKLİM KRİZİ TÜM RİSKLERİ GÖLGELİYOR"
Rapora göre, aşırı hava olayları (sel, kuraklık, yangın), ekosistem çöküşü ve doğal kaynak kıtlığı, uzun vadede dünyanın en büyük tehditleri arasında yer aldığını söyleyen Efsun Dindar, "Uzmanlar, iklim değişikliğinin sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve jeopolitik sonuçları olacağını vurguluyor. WWF, raporun açıklanmasının ardından yaptığı değerlendirmede, "İklim krizine karşı dönüşümsel eylem şart. Aksi takdirde geri dönüşü olmayan kayıplarla karşı karşıya kalacağız" uyarısında bulundu.WEF raporu, önümüzdeki iki yılın en büyük risklerinden birinin dezenformasyon olduğunu ortaya koydu. Dijital platformlarda yayılan sahte bilgiler, özellikle iklim değişikliği gibi kritik konularda halkın bilinçlenmesini engelliyor. Uzmanlara göre bu durum, bilime dayalı politikaları tehdit ediyor. Ekosistemlerin hızla yok oluşu, gıda güvenliğinden sağlık sistemlerine kadar birçok alanı tehdit ediyor. Ormanlar, sulak alanlar ve denizel yaşam alanlarındaki kayıplar, doğrudan ekonomik zarara yol açarken, dolaylı olarak milyonlarca türü ve insan yaşamını etkiliyor.
Biyoçeşitlilik kaybı, yalnızca çevresel bir sorun değil; sağlık, gıda güvenliği ve ekonomi açısından da doğrudan bir tehdit. Ekosistemler bozuldukça toprağın verimi düşüyor, arılar yok oldukça tarım ürünleri azalıyor. Bu zincir, bir kez koptuğunda sadece doğayı değil, insanı da çökertiyor.
2024'te dünya genelinde sel, kuraklık ve yangın gibi ekstrem hava olayları rekor seviyeye ulaştı. Bu doğal felaketler, aslında doğanın değil, insanlığın sürdürülemez yaşam biçiminin bir yansıması.
"HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞU"
WEF 2025 Raporu, "aşırı hava olayları"nı hem ekonomik hem insani krizlerin tetikleyicisi olarak tanımlıyor. Enerji arz güvenliği, gıda fiyatları ve zorunlu göçler gibi birçok sorunun temelinde bu kriz yer alıyor.lim krizi ve biyoçeşitlilik kaybı, yalnızca bilim insanlarının ya da aktivistlerin meselesi değil. Bu, hepimizin ortak sorumluluğu. Çünkü doğa sadece bir kaynak değil; varlığımızın temeli. Geleceğe bırakacağımız en büyük miras, yaşanabilir bir gezegendir.
hem kısa hem de uzun vadeli risklerin birbirinden ayrı düşünülemez. Dezenformasyon, toplumsal kutuplaşma ve ekonomik krizler, çevre politikalarını zayıflatmaktadır" ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dünya alarm veriyor: Kriz kapıda!
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) yayımladığı 2025 Küresel Riskler Raporu, insanlığın geleceğini tehdit eden en büyük riskleri gözler önüne serdi. Rapora göre uzun vadede iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve aşırı hava olayları; kısa vadede ise bilgi kirliliği, toplumsal kutuplaşma ve ekonomik belirsizlikler, küresel düzeni tehdit ediyor.
SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN
Konuyla ilgili Bursada Bugün'e değerlendirmelerde bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Çevre Mühendisi Efsun Dindar, hem çevresel krizlerin hem de bilgi kirliliğinin toplumlar üzerinde yıkıcı etkiler oluşturduğunu vurguladı.
"TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA VE EKONOMİK BELİRSİZLİKLER ÖNE ÇIKIYOR"
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 2025 yılına ait Küresel Riskler Raporu'nun açıklandığını söyleyen Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Çevre Mühendisi Efsun Dindar, "Rapor, insanlığın önümüzdeki 10 yıl içinde karşı karşıya kalacağı en büyük tehditlerin başında iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve aşırı hava olaylarını gösterirken, kısa vadede ise yanıltıcı bilgi, toplumsal kutuplaşma ve ekonomik belirsizlikler öne çıkıyor.
"İKLİM KRİZİ TÜM RİSKLERİ GÖLGELİYOR"
Rapora göre, aşırı hava olayları (sel, kuraklık, yangın), ekosistem çöküşü ve doğal kaynak kıtlığı, uzun vadede dünyanın en büyük tehditleri arasında yer aldığını söyleyen Efsun Dindar, "Uzmanlar, iklim değişikliğinin sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve jeopolitik sonuçları olacağını vurguluyor. WWF, raporun açıklanmasının ardından yaptığı değerlendirmede, "İklim krizine karşı dönüşümsel eylem şart. Aksi takdirde geri dönüşü olmayan kayıplarla karşı karşıya kalacağız" uyarısında bulundu.WEF raporu, önümüzdeki iki yılın en büyük risklerinden birinin dezenformasyon olduğunu ortaya koydu. Dijital platformlarda yayılan sahte bilgiler, özellikle iklim değişikliği gibi kritik konularda halkın bilinçlenmesini engelliyor. Uzmanlara göre bu durum, bilime dayalı politikaları tehdit ediyor. Ekosistemlerin hızla yok oluşu, gıda güvenliğinden sağlık sistemlerine kadar birçok alanı tehdit ediyor. Ormanlar, sulak alanlar ve denizel yaşam alanlarındaki kayıplar, doğrudan ekonomik zarara yol açarken, dolaylı olarak milyonlarca türü ve insan yaşamını etkiliyor.
Biyoçeşitlilik kaybı, yalnızca çevresel bir sorun değil; sağlık, gıda güvenliği ve ekonomi açısından da doğrudan bir tehdit. Ekosistemler bozuldukça toprağın verimi düşüyor, arılar yok oldukça tarım ürünleri azalıyor. Bu zincir, bir kez koptuğunda sadece doğayı değil, insanı da çökertiyor.
2024'te dünya genelinde sel, kuraklık ve yangın gibi ekstrem hava olayları rekor seviyeye ulaştı. Bu doğal felaketler, aslında doğanın değil, insanlığın sürdürülemez yaşam biçiminin bir yansıması.
"HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞU"
WEF 2025 Raporu, "aşırı hava olayları"nı hem ekonomik hem insani krizlerin tetikleyicisi olarak tanımlıyor. Enerji arz güvenliği, gıda fiyatları ve zorunlu göçler gibi birçok sorunun temelinde bu kriz yer alıyor.lim krizi ve biyoçeşitlilik kaybı, yalnızca bilim insanlarının ya da aktivistlerin meselesi değil. Bu, hepimizin ortak sorumluluğu. Çünkü doğa sadece bir kaynak değil; varlığımızın temeli. Geleceğe bırakacağımız en büyük miras, yaşanabilir bir gezegendir.
hem kısa hem de uzun vadeli risklerin birbirinden ayrı düşünülemez. Dezenformasyon, toplumsal kutuplaşma ve ekonomik krizler, çevre politikalarını zayıflatmaktadır" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Bursada Bugün
Nihat Kahveci yıldız isme yüklendi: Beşiktaş tarihinin en kötü transferi
Aday sürücü direksiyon sınavında kaza yaptı: 4 yaralı
Aday sürücü direksiyon sınavında kaza yaptı: 4 yaralı
Sergen Yalçın: Kan değişikliği Muçi'ye iyi gelmiş
Trump’tan Avustralya’daki saldırıya müdahale eden Ahmed el-Ahmed’e övgü
Cardi B.'den Arabistan paylaşımı: Helal B. geldi
Avustralya'da plajdaki silahlı saldırıda can kaybı 16'ya yükseldi
Bursa'da tarihi eser operasyonu! 2 şüpheliye gözaltı
Bakan Fidan Üç Kademe Toplantısı'na katıldı
Lise öğrenciler arasında bıçaklı kavga! 1 kişi yaralandı...
Bursa'da otomobil ile motosiklet çarpıştı: 1 yaralı!
9 metre yüksekten su kanalına düştü! Hayatını kaybetti...
Zincirleme kazada ortalık savaş alanına döndü! Çok sayıda yaralı var...
Seyir halindeki otomobil alev aldı!
Hasan Dağı'nda mahsur kalan öğrenciler helikopterle kurtarıldı