Alman bilim insanları, Türkiye'nin güneydoğusundan başlayıp İran'ın kuzeybatısına kadar uzanan bin 500 kilometre uzunluğunda devasa bir yarık keşfetmişti. "Anadolu, Ortadoğu'dan ayrılıyor mu?" tartışmalarına Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Anadolu levhasında oluşan yarıklar hakkındaki araştırmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 13.02.2025 13:13
Haber Güncellenme Tarihi: 13.02.2025 13:14
Kaynak:
Bursada Bugün
Gökçeoğlu, Almanya'daki Göttingen Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada Türkiye'den İran'a uzanan 1500 kilometrelik yarık oluşumu çalışmasında Anadolu levhasının Arap levhasından yarıklar oluşturarak ayrıldığı bulgusunun yer aldığını hatırlattı.
Araştırmayı sosyal medyada ve yazılı basında gördüğünü, sonrasında üniversitenin çalışmasını incelediğini belirten Gökçeoğlu, "Bizim gündelik hayatımızı etkileyecek, deprem tehlike analizlerimizi ve mühendislik tasarımlarımızı değiştirecek yeni bir bilgi değil." ifadesini kullandı.
Bu makaledeki temel çalışmanın, kuzeybatı Zagroslar önündeki havzanın Miyosen dönemi gibi çok eski dönemlerden bu yana var olan fay zonları üzerine yapıldığını belirten Gökçeoğlu, şöyle konuştu:
"Miyosen dönemindeki oluşumunu, oluşum sebeplerini izah eden ve açıklayan önemli bir bilimsel araştırmadır. Tabii bunu güncel olarak bilmediğimiz, özellikle bu depremlere sebep olan ve depremleri oluşturan ana fay zonlarında dolayısıyla plakaların hareketleri bağlamında çok daha yeni bir şey söylüyor mu? Hayır. Çünkü zaten günümüzde, dünyadaki plakaların hareketleri milimetre ölçeğinde uydudan jeodezik yöntemlerle tayin ediliyor. Şu anda biz Afrika plakasının nasıl hareket ettiğini, Arabistan plakasının ve Anadolu plakasının nasıl hareket ettiğini gerekse hareketlerin miktarını ve yönlerini oldukça hassas bir biçimde zaten biliyoruz. Anadolu'nun güncel tektoniği bilinmeyen bir şey değil."
Bölgenin güncel tektoniğini oluşturan 4-5 ana eleman bulunduğunu vurgulayan Gökçeoğlu, "Güneydoğu Anadolu bindirmesi dediğimiz Arap plakasının, Anadolu plakasıyla çakıştığı bölge. Yine Doğu Anadolu fay zonu, kuzeydeki Kuzey Anadolu Fay zonu ve Ege'deki Horst graben sistemlerimiz bunlar oldukça aktif ve deprem üreten faylar, dolayısıyla bunun dışında bizim gündelik hayatımızı etkileyecek, bizim deprem tehlike analizlerimizi, dolayısıyla mühendislik tasarımlarımızı değiştirecek ya da mühendislik yaklaşımlarına ilişkin paradigmalarımızı değiştirecek yeni bir bilgi değil. Ancak haksızlık da etmeyeyim bilimsel açıdan önemli çalışmalar." dedi.
Gökçeoğlu, jeolojik süreçlerin çok uzun vadeli olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim insan olarak ortalama ömrümüz 80 yıl, maksimum 100-110 yıl olsun. Dünyanın yaşının 4,5 milyar yıl olduğunu düşünürseniz 4,5 milyar yılda insanın ne kadar küçük bir şey olduğunu ve evrene dönüp baktığınızda aslında dünyanın da ne kadar küçük bir şey olduğunu görüyorsunuz."
Bu tarz araştırmaların saha çalışmalarıyla, aktif-pasif jeolojik yapıların ve bölgedeki fayların belirlenmesiyle gerçekleştirildiğini ifade eden Gökçeoğlu, "Sahadan numuneler toplarsınız. Sahada birtakım ölçümler yaparsınız. Bunları tekrar birleştirirsiniz ve onlardan bir yorum elde edersiniz. Eldeki veriyle bir yoruma varırsınız ve oradan bir şey söylersiniz. Bölgedeki olası deprem potansiyelini oluşturan şey zaten bu plakaların hareketi, yani Afrika plakasının kuzeye doğru, Arap plakasının kuzey batı yönündeki hareketi, bizim Kuzeydeki Avrasya plakasının göreceli olarak statik durumu arada sıkışan Anadolu plakasının değişken olmakla beraber ortalama 2-2,5 santim civarında güneybatıya doğru hareketi var. Buralar hareket ettiği sürece bu deprem potansiyeli devam edecek." şeklinde konuştu.
EGE'DEKİ DEPREM FIRTINASI
Son günlerde Ege Bölgesi'ndeki deprem fırtınasına da değinen Gökçeoğlu, şu bilgileri verdi:
"En çok dikkatimi çeken şey depremlerin çok büyük çoğunluğu 7 kilometre derinlikte oluyor. Böyle bir standart deprem aktivitesi yok. Dolayısıyla bu orada kuvvetle muhtemel ciddi bir magmatik aktivitenin varlığına işaret ediyor."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Anadolu, Ortadoğu'dan ayrılıyor mu?
Alman bilim insanları, Türkiye'nin güneydoğusundan başlayıp İran'ın kuzeybatısına kadar uzanan bin 500 kilometre uzunluğunda devasa bir yarık keşfetmişti. "Anadolu, Ortadoğu'dan ayrılıyor mu?" tartışmalarına Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Anadolu levhasında oluşan yarıklar hakkındaki araştırmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gökçeoğlu, Almanya'daki Göttingen Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada Türkiye'den İran'a uzanan 1500 kilometrelik yarık oluşumu çalışmasında Anadolu levhasının Arap levhasından yarıklar oluşturarak ayrıldığı bulgusunun yer aldığını hatırlattı.
Araştırmayı sosyal medyada ve yazılı basında gördüğünü, sonrasında üniversitenin çalışmasını incelediğini belirten Gökçeoğlu, "Bizim gündelik hayatımızı etkileyecek, deprem tehlike analizlerimizi ve mühendislik tasarımlarımızı değiştirecek yeni bir bilgi değil." ifadesini kullandı.
Bu makaledeki temel çalışmanın, kuzeybatı Zagroslar önündeki havzanın Miyosen dönemi gibi çok eski dönemlerden bu yana var olan fay zonları üzerine yapıldığını belirten Gökçeoğlu, şöyle konuştu:
"Miyosen dönemindeki oluşumunu, oluşum sebeplerini izah eden ve açıklayan önemli bir bilimsel araştırmadır. Tabii bunu güncel olarak bilmediğimiz, özellikle bu depremlere sebep olan ve depremleri oluşturan ana fay zonlarında dolayısıyla plakaların hareketleri bağlamında çok daha yeni bir şey söylüyor mu? Hayır. Çünkü zaten günümüzde, dünyadaki plakaların hareketleri milimetre ölçeğinde uydudan jeodezik yöntemlerle tayin ediliyor. Şu anda biz Afrika plakasının nasıl hareket ettiğini, Arabistan plakasının ve Anadolu plakasının nasıl hareket ettiğini gerekse hareketlerin miktarını ve yönlerini oldukça hassas bir biçimde zaten biliyoruz. Anadolu'nun güncel tektoniği bilinmeyen bir şey değil."
Bölgenin güncel tektoniğini oluşturan 4-5 ana eleman bulunduğunu vurgulayan Gökçeoğlu, "Güneydoğu Anadolu bindirmesi dediğimiz Arap plakasının, Anadolu plakasıyla çakıştığı bölge. Yine Doğu Anadolu fay zonu, kuzeydeki Kuzey Anadolu Fay zonu ve Ege'deki Horst graben sistemlerimiz bunlar oldukça aktif ve deprem üreten faylar, dolayısıyla bunun dışında bizim gündelik hayatımızı etkileyecek, bizim deprem tehlike analizlerimizi, dolayısıyla mühendislik tasarımlarımızı değiştirecek ya da mühendislik yaklaşımlarına ilişkin paradigmalarımızı değiştirecek yeni bir bilgi değil. Ancak haksızlık da etmeyeyim bilimsel açıdan önemli çalışmalar." dedi.
Gökçeoğlu, jeolojik süreçlerin çok uzun vadeli olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim insan olarak ortalama ömrümüz 80 yıl, maksimum 100-110 yıl olsun. Dünyanın yaşının 4,5 milyar yıl olduğunu düşünürseniz 4,5 milyar yılda insanın ne kadar küçük bir şey olduğunu ve evrene dönüp baktığınızda aslında dünyanın da ne kadar küçük bir şey olduğunu görüyorsunuz."
Bu tarz araştırmaların saha çalışmalarıyla, aktif-pasif jeolojik yapıların ve bölgedeki fayların belirlenmesiyle gerçekleştirildiğini ifade eden Gökçeoğlu, "Sahadan numuneler toplarsınız. Sahada birtakım ölçümler yaparsınız. Bunları tekrar birleştirirsiniz ve onlardan bir yorum elde edersiniz. Eldeki veriyle bir yoruma varırsınız ve oradan bir şey söylersiniz. Bölgedeki olası deprem potansiyelini oluşturan şey zaten bu plakaların hareketi, yani Afrika plakasının kuzeye doğru, Arap plakasının kuzey batı yönündeki hareketi, bizim Kuzeydeki Avrasya plakasının göreceli olarak statik durumu arada sıkışan Anadolu plakasının değişken olmakla beraber ortalama 2-2,5 santim civarında güneybatıya doğru hareketi var. Buralar hareket ettiği sürece bu deprem potansiyeli devam edecek." şeklinde konuştu.
EGE'DEKİ DEPREM FIRTINASI
Son günlerde Ege Bölgesi'ndeki deprem fırtınasına da değinen Gökçeoğlu, şu bilgileri verdi:
"En çok dikkatimi çeken şey depremlerin çok büyük çoğunluğu 7 kilometre derinlikte oluyor. Böyle bir standart deprem aktivitesi yok. Dolayısıyla bu orada kuvvetle muhtemel ciddi bir magmatik aktivitenin varlığına işaret ediyor."
Kaynak: T24
Prof. Dr. Okan Tüysüz'den korkutan açıklama! 'Deprem öne çekildi'
Bursa'da müzik, eğlence ve lezzet... Yeni yıl heyecanı bir meydanı daha sardı!
Bursa'da deniz balıkçılığına sıkı denetim!
Marmara Denizi'nde 50 yıllık gizem! Düşen 'Bursa' uçağı için dikkat çeken girişim
Daha 15 yaşındaydı! Hayatını kaybetti
Bursa'da "Rıfat Ilgaz Sempozyumu" ödül töreniyle sonlandı
Süper Lig'de dev randevu: İşte 11'ler!
Mimarlar Geleneksel Baloda Buluştu
AK Parti, Bursa'nın her ilçesinde güç kazanıyor
IBAN'a para transferinde yeni dönem başlıyor! 15 gün sonra zorunlu olacak
Güllü'nün kızı Tuğyan'a attığı ses kaydı ortaya çıktı
Nilüfer’de dijitalleşme, katılım ve demokrasiyle buluştu
Şişli'de kaçak ve ruhsata aykırı yapıların yıkımı gerçekleştirildi
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na 3 bin personel alınacak
Memur-Sen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seyyanen zam talebini dile getirdi