Türkiye’nin en eski en köklü STK kuruluşu olan Türk Kızılay’ı hiçbir ayrım yapmaksızın her ihtiyaç olanın yanında olamaya devam ediyor. Geniş bir yelpazeye sahip olan Kızılay profesör ve gönüllüleri ile başta kan ve yardım alanında olmak üzere her noktaya yetişiyor. Dünyanın birçok noktasına yetişen Kızılay birçok kurum ve kuruluşla işbirliği içerisinde çalışıyor.
Haber Giriş Tarihi: 17.01.2024 12:26
Haber Güncellenme Tarihi: 17.01.2024 12:26
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursa5n1k.com
Kızılay ilk önce savaşta silahlı kuvvetlerin sağlık servisleri, kişi ve kuruluşlar için "koruyucu ve belirtici işaret" olarak kabul edilmiştir. Bunlar dışında kalan hiçbir kişi, kurul ve kurum, savaşta tarafsızlık ve dokunulmazlık timsali olan bu işareti kullanamaz.
Kızılay, 1876 Osmanlı- Rus Savaşı'ndan 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'na kadar geçen süre içinde, Türkiye'nin taraf olduğu tüm savaşlarda, cephe gerisinde kurduğu seyyar ve sabit hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılar aracılığıyla savaş alanında yaralanan ya da hastalanan on binlerce Mehmetçik'in dost ve düşman askerinin bakım ve tedavisine yardımcı olmuş, Türk olsun düşman olsun savaş esirlerine gereken insancıl yardımları yapmış; savaştan etkilenen sivil halkın bakımı ve korunması için çaba göstermiş.
Kızılay'ın amacı, her nerede görülür ise, hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmaktır. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın, ıstırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesidir.
Kızılay, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu'nun temel ilkelerini paylaşır. Bunlar; insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik ilkeleridir.
İşini hakkıyla yerine getiren Kızılay Bursa Şube Başkanı Prof DR. Murat Tutanc ile Kızılay hakkında konuştuk .
Başkanım siz 2021’den beri Kızılay’ın Bursa şube başkanısınız sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Ben aslında doktorum. Tıp fakültesini Adana’da, ihtisası Diyarbakır’da, akademisyenliği Hatay’da yaptım. Bursa’ya bir araştırma hastanesinin kurulması için davet edildim. Önceki ismi Şevket Yılmaz şimdiki adı Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde arkadaşlarla birlikte, Çocuk kliniği kurduk. Daha sonra Şehir Hastanesinde araştırma kliniği kurduk. Daha sonra tıp hastanesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları anabilim dalını kurduk. Aynı zaman da Şehir Hastanesinde çocuk hekimliği yapıyorum. Orada profesör kadrosunda, çocuk sağlığı hastalıklarında anabilim dalı başkanlığını yürütüyorum. Kızılay’da 2018 yılından itibaren yönetim kurulu üyeliği yapıyorum. 2021 den beride Bursa şube başkanlığını yürütüyorum. Hepsi keyifli, hepsi emek isteyen işler. Bizde bu emek isteyen işlerde elimizi taşın altına koyup taş üstüne taş kurmaya çalışıyoruz. Bu konuda elimizden ne geliyorsa uğraşıyoruz.
Kızılay geniş bir yelpazesi var. Hem sağlık, hem yardım ve eğitim var. Köklü ve büyük bir kuruluş. Kızılay’ın işleyişi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Önce Kızılay’ın genel merkezinde biraz bahsedeyim. Ondan sonrada Bursa’da nasıl çalışıyor ondan söz edeyim. Kızılay hepimizin de bildiği gibi, bir sivil toplum kuruluşu. Bu STK özelliğini 155 yıldır koruyor. STK özeliği yanında devletiyle eklemlidir. Tüzüğünü devletin onayladığı, genel merkez yönetim kurulunu bakanlar kurulunun onayladığı, devletin verdiği görevi yerine getirmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu. Kan hizmetleri var. Kan hizmetleri birleşmiş milletlerin almış olduğu karardır neticesinde, her ülkede bir sivil toplum kuruluşunun kan hizmetlerini yürütme kararı alınmıştır. Türkiye’de de bu görevi Kızılay’a vermiş. Kızılay’ın bunun dışında toplum merkezleri var. Toplum merkezlerinde tamamen mültecilere hizmet veren, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler fonlarıyla direk çalışıyor. Kızılay’ın ne yurtiçi, ne de bağış gelirleriyle hiçbir alakası olmayan mültecilerle ilgilenen bir kol. Ağırlıklı Suriyeliler ile ilgileniyor. Bunun nedeni en fazla mülteci onlardan oldukları için. Kızılay çalışanları profesyonel olduğu kadarıyla gönüllüleriyle de hizmet verir. Bizim Bursa şubesinde olduğu gibi; çalışanlardan kat kat fazla gönüllüleri vardır. Asıl etkinliklerini faaliyetlerini gönüllüleriyle yürütmeye çalışır. Gönüllülük etkinlikleri Kızılay’ın etkinliklerinin en önde gelen yapılarındandır. Kızılay’ın yurtdışı faaliyetleri de var. Yurtiçinde afet anında afetzedelere ve afet çalışanlarına yardım ettiği gibi afet anının dışındaki ihtiyaç sahiplerine de Kızılay her zaman yardımda bulunmaya çalışır. Yurtiçinde yurtdışında afet ve afet dışındaki ihtiyaç sahiplerine sürekli Kızılay yardımda bulunur. Kızılay’ın, Kızılhaç ile işbirliği var. Kızılhaç’ın ihtiyaç duyduğu her yerde de Kızılay bulunuyor. Bursa Kızılay yapılanmasının üçayağı var. Bir tanesi kan hizmetleri. Direk genel merkeze bağlıdır. Şubeleriyle bağlantısı yoktur; ama istişareli çalışırız. Gönüllü destekli bulunuruz. Karşılıklı faydalı şekilde çalışırız. Toplum merkezi var. Toplum merkezinde ağırlıklı olarak mültecilerle ilgilenirler. Eğitim verirler, sosyal yardım gerekiyorsa yardım verilir. Altını tekrar çiziyim, toplum merkezi fon olarak Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliğinden gelen kaynakları kullanırlar. İlçelerde sekiz tane şubemiz daha var. Bizde afet anın dışında ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya çalışırız. Afet bilinci, ilk yardım bilinci konusunda çalışmalar yaparız. Bu konuda eğitim isteyen herkese ya da bizim gidip görüştüğümüz gruplarla toplandılar planlıyoruz. Okulda Kızılaycılık bilinci çocuklara aşılamaya çalışırız. Okullarda bununla alakalı bilgilendirme yaparız. Faaliyet alanlarımız bunlar. Yardımlar da bahsedecek olursak, Bursa içerisinde hale hazırsa on beş bin kişiye sürekli sosyal yardım yapıyoruz. Sosyal yardımlar kademeli. Bunların ne kadarına yardım ihtiyacı var, bunu belirleyip Kızılay’ın yardım edeceği kadar kötüyse durumu o zaman biz bunlara yardım ediyoruz. Bunları kategorilere arıyoruz. Kimine kırtasiye, kimine kırtasiye ve giyecek yardımı, kimine yiyecek yardımı yapıyoruz. Bunun dışında da şubemize gelen zekât yardımlarını değerlendirdiğimiz bir fonumuz var. Bu fonda biriken paraları, belirlediğimiz ihtiyaç sahibi ailelerin hesabına direk yatırarak nakit olarak veriyoruz. Küçük bölgesel afetlerde şube olarak yardıma çıkıyoruz. Afet zadelerin ilgi kurumlarla yardımlaşarak çalışarak afetzedelere ve orada çalışanlara yardım ediyoruz. Bizim afetlerde birinci görevimiz, yiyecek ve içecek sağlamak. Barınma ve diğer ihtiyaçları karşılama bizim ikici görevimiz. Bize ihtiyaç durulduğu her yerde devreye girmeye çalışıyoruz. Küçük afetlerde şube olarak başa çıkabiliyoruz. Ama daha büyük afetlerde genel merkezin çağrısıyla desteğe gidiyoruz. En son genel merkezin çağrısıyla gittiğimizde, biz sadece Kızılay Bursa Şubesi olarak deprem bölgesinde yaklaşık kırk beş gün boyunca günde kırk öğün yemek çıkardık. 10 faklı mutfakta 4 farklı ilde. Daha sonra genel merkezin bizi Hatay bölgesinde görevlendirmesiyle, sadece Hatay’daki mutfağımız ve depomuz kaldı. Orada doksan altı gün kaldık. Günde on yedi öğün yemek çıkardık. Bunları yirmiye yakını farklı noktaya araçlarımızla ulaştırdık. Yüzün üzerinde köye yiyecek, giyecek battaniye, soba, yakacak yardımlarında bulunduk. Bunu da Orman Bölge araçlarıyla beraber yaptık. Biz Bursa Şubesi olarak, Bursa’nın kaynaklarını orada değerlendirdik.
Kızılay’ın en büyük geliri bağışlar
Peki, Kızılay’ın gelir kaynakları nedir?
Kızılay bir toplum kuruluşu. Bu sivil toplum kuruluşunun ticari iştirakleri var. Ticari iştirakleri; eğer kar ederlerse, tamamını derneğe aktarıyorlar. Dernekte bunların tamamını, hayır işlerinde ve etkinliklerde kullanılıyor. İçecek A.Ş bunlardan bir tanesi. Çadır A.Ş bunlardan bir tanesi. Kızılay’ın gelirlerin değimin ettiğinin bir kısmı. Ama ana gelir kalemi bağışlar. Aldığı bağışlarla etkinliklerini yapıyor. Bununla alakalı devletten aldığı herhangi bir bütçe yoktur. Tamamen bağışlar ve kendi gelirleriyle etkinliklerini yapıyor.
Kızılay’da gönüllü olarak çalışmak için şartlar var mıdır?
Bizim gönüllü olma diye bir tatbikatımız var. Her vatandaşımız gönüllü olabilir. Gonullüol.org diye sitemiz var. Orada kolaylıkla kayıt olabilirler. Kayıt olduktan sonra, biz Bursa’da olan bütün etkinliklerimiz orada paylaşıyoruz. . Gonullüol.org kayıt olan herkes oradaki bildirilerden, bu bildiriler kendilerine de geliyor. Bu bildiriler katılabilirler. Bu rutin süreç. Bu rutin sürecin haricinde; biz Salı günleri saat dörtte da ana merkezimizde gönüllü toplantısı yapıyoruz. Bu Salı gün ki toplantıya gönüllü olsun olmasın herkes katılabilir. Burada herhangi bir kısıtlama yok. Bu toplantıya katıldıktan sonra, Kızılay hangi faaliyetleri yapıyor, hangi faaliyetleri planlıyor, geçmiş haftaki etkinlikleri nelerdi, önümüzdeki hafta etkinlikler neler? Veya süreçteki etkinlikler hangileri? Bunların programları neler? Yeni proje getiren gönüllü var mı? Bu projeleri nasıl yaparız? Şube olarak sponsor olabilir miyiz? Başka sponsor bulabilir miyiz? Bunların hepsini görüşüp, tartışıp bir sonuca bağlıyoruz. Burada projesi olan Kızılay’ın tüzüğün içerisinde ve Kızılaycılığın anlayışı içerisinde etkinlik yapmak isteyen her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, tabi ki başka ulustan da olabilir, uluslararası öğrencilerden de gönüllümüz çok fazla. Yeter ki Kızılay ile bağdaşan bir proje olsun. Ben bunu yapmak istiyorum desinler, gelsinler bizde destek olalım.
Bir kişinin bir ailenin ihtiyaç sahibi olduğunu nasıl tespit ediyorsunuz? Bu kişiye veya aileye nasıl ulaşılıyor.
Burada biz başvuru bekliyoruz. Ya ihtiyaç sahibinin kendisinin, ya bir tanıdığının, ya da bir kamu görevlisi kişi veya aile adına başvuru yapmasını bekleriz. Bu başvuru olduktan sonra bu ihtiyaç sahibinin aile Sosyal Hizmetleri Müdürlüğüne kesinlikle müracaatını sağlarız. Çünkü bazı aileler var, devletten alabileceği yardımın farkında bile değiller. Bu aile veya kişi aile Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden yardım alabiliyor mu? Alamıyor mu? Önce onu sorgulatıyoruz. Sorgulattıktan sonra oradan yardım alabiliyor veya alamıyor. Bu aile herhangi bir gelirle geçiniyor ve geçinemiyor bunların hepsini tespit ediyoruz. Bu tespitlerden son bizim bir formumuz var. Bu forumu ihtiyaç sahibi doldurmasını istiyoruz. Doldurduktan sonra evleri ziyaret ediyoruz. Evleri ziyaret ettikten sonra evlerin durumuna bakıyoruz. Evlerin durumuna baktıktan sonra, bu verilerin hepsini toparlıyoruz. Bizim ihtiyaç sahibi değerlendiren bir komisyonumuz var. Bu komisyon içerisinde profesyonel çalışanda var, gönüllü çalışanda var, yönetim kurulu üyesi var. Bunlar değerlendirme sonrası kategorileri belirliyorlar. Kategorileri belirlendikten sonra diyorlar ki ‘ya siz Kızılay’ın yardım edeceği kategoride değilsiniz başka yerlere başvurun’ Ya da biz size sadece kırtasiye yardımında bulunabiliriz. Ondan sonraki kategorileri kırtasiye yiyecek ve giyecek yardımı kategorisine alıyoruz. Eğer daha kötü durumda ise nakit yardımlarına da başlıyoruz. Birde Hilalay projemiz var. Durumları gerçekten çok kötü olan ve durumların iyileşmesi çok vakit alacak ailelere, en az 6 ay boyunca, bir sene boyunca Hilalay ailesine dahil ediyoruz. Bu projede şudur; durumu kötü olan bir aileyi durumu iyi olan bir aile ile kardeş aile yapıyoruz. Durumu iyi olan aile diğerine yardım ediyor. Zekat verebilir, sadaka verebilir, nakit desteği verebilir. Yalnız burada destek veren aile ile destek alan aileyi bir araya getirmiyoruz. Ama insanlar ‘ben bağış yapıyorum acaba nereye, kime gidiyor benim param’ dediğinde; saha çıktığımız gibi onlara da Kızılay yeleği giyindiriyoruz ‘şimdi siz Kızılay gönüllüsünüz’ onları yardım etikleri ailenin yanına götürüyoruz. Sadece Kızılay gönüllüsü olarak oraya gidiyorlar. Yardım etikleri aileleri görüyorlar. Bunun dışında da ihtiyaç sahibiyle bağış yapan kişileri bir araya getirmiyoruz.
Kan satmak hiç kimsenin haddi değil .
Kızılay deyince akla ilk gelen şey kan. Şehrin belli bölgelerinde kan araçları bulunuyor. Kızılay kan bağışı toplarken neye dikkat ediyorsunuz. Herkes kan verebilir mi?
Kan alabileceğimiz insanların özeliklerini sağlık bakanlığı belirliyor. Sağlık bakanlığı diyor ki ‘şu insanlardan alabilirsiniz şu insanlarda kan alamazsınız’ Onla ilgili verileri bize veriyorlar. Daha sonra kan bağışçıların doldurduğu bir belge var. Onu doldurduktan sonra sağlık bakanlığının belirlediği kurallara göre kan verebiliyorsa kan alınıyor. Bunu da doktor belirliyor. Kişiden kan aldıktan sonra kan torbalarına konuluyor. Kanın belli bir kısmı laboratuvarlara gönderiliyor. Orada incelemeler yapılıyor. Orada bakılabildiği kadarıyla bir bulaşıcı hastalık var mı? Yabancı medde var mı? Yok mu? Bunlar tetkik ediliyor. Tetkik edildikten sonra bu kan kullanılabilir deniliyor. Kullanılabilir denildikten sonra stoklara giriyor o kan. Daha sonra hastanelerden hasta adına bu kan isteniyor. Hekim istiyor bu kanı tabi ki. Hekim bilgisayar sisteminden istiyor. Bu bilgi Kızılay sistemine düşüyor. Hangi hastanede ne kadar kana ihtiyaç varmış. Onlara bakılıyor. O kanları stoklardan alınıyor, araçlarla gönderiyorlar. Sonra o hastanenin stoklarına giriyor. Böylece kan ihtiyacı karşılanmış oluyor. Kızılay bu süreç için çalıştırdığı personel için, kullandığı araçlar için, şoförler için, benzinler için devletten herhangi bir ödeme almıyor. Bu masrafların bir şekilde karşılanması lazım. Karşılanmaz ise bu süreç durur. Bu süreci Kızılay nasıl karşılıyor; Kızılay, bu sürecin masrafını SGK’ya faturalıyor. Kan hastaneye veriliyor. Hastane SGK ya faturalıyor. Hastane SGK’tan parasını alıyor. SGK’tan parasını aldıktan sonra bu sürecin ücretini Kızılay’a veriyor. Bu sürecin hiçbir tarafında hasta ve hasta yakınları yok. Tamamen SGK tarafından masraflar karşılanıyor. Hizmeti de Kızılay STK olarak yapıyor.
Başkanım bazıları diyor ki ben Kızılay’a kan veriyorum, Kızılay bana kanı tekrar parayla satıyor. Az önce açıkladığınız gibi yol masrafı çalışan masrafı gibi. Diyelim ki bir kişinin SGK’sı yok, Geliri de yok kana ihtiyacı var ne yapacak?
Bu konuda şunu çok iyi anlatabilmek anlaya bilmek lazım. Var gücümüzle anlatabilmeye çalışıyoruz. Kan bir doku, bir organ. Organ naklinde devlet herhangi bir para alıyor mu? Almıyor. Ama organ nakli yaptığında devlet hastaneler bir masraf yapıyor mu? Cerrahın parasını veriyorlar, hemşirenin parasını veriyorlar, ameliyathanede, elektrik, ilaç, araç gereç bunların hepsinin ücretleri veriliyor. Bu ücretlerin hepsini kim karşılıyor? SGK karşılıyor. Organı da ücretsiz nakil yapılıyor. Kan naklinde de aynı şey geçerli. Kana ücret biçmek, kanı satmak hiç kimsenin haddine değil. Zaten kanunen de yasak bu. Herhangi kan satmak, organ satmak bizim ülkemizde yasak. İstesen de bunu yapamazsın. Burada alınan ücret az önce söylediğim süreçlerin ücreti. Az önce söylediğiniz kişiler SGK’tan alınamayınca kendi ödüyor. Kanda da SGK ile bir alakası yoksa kanın parasını değil sürecin parasını alınıyor.
İllikte kan bağışının hiçbir farkı yok
Çok bilinmeze de Kızılay’da ilik bağışı da yapılıyor. İlik bağışı için şartlar nelerdir.
Kan verme şartları neyse ilik verme şartları da onlar. İlik vermede şöyle; ilik nakli gereken bizim hastalarımız var. Bunlar çocukta oluyor, erişkinde oluyor. Bu öyle ayrı bir duygu yoğunluğu yaşanıyor ki. Şöyle; ilik nakli olan hastaların başka çaresi kalmamış, ilik nakli olmazsa hayatını kayıp edecek hastalar. Sizde bu iliği vererek bu insanlara aynı zamanda hayat vermiş oluyorsunuz. İlik vermek çok kolay. İnsanları herhangi bir sağlık sorunu sokacak bir durum yok. Kan alır gibi ilik alıyorlar. İlik hücreleri alınıyor. Yalnız kemiğin içinden alıyorlar. Onu kemiğin içinden aldıktan sonra, onu diğer ilik bekleyen hastalara damar yolu ile veriyorlar. Aslında kanı aldım, kanı verdim gibi bir şey. Çokta zor bir işlem değil.
Toplum olarak sanki ilik bağışı kan bağışı gibi değil. İlik sanki insanlarda biraz daha endişe biraz daha korku var gibi ne dersiniz?
Kan vermekten hiçbir farkı yok. İlik vermenin herhangi bir kaybı yok, herhangi bir zararı yok. Bağışıklık sistemi mi etkilenir? Öyle bir durum yok. Kan hücreleri üretimi mi etkilenir? Hayır, öyle bir durum yok. Kan vermek kadar kolay kan vermek kadar mahzun bir aktivite ilik vermekte.
Kan acil değil sürekli ihtiyaç
Türkiye geneline baktığımızda Bursa’da kan bağışı ilik bağışı nasıl?
Türkiye geneliyle oranlayacak olursak, Bursa’da kan stoklarında herhangi bir ameliyatın ertelenmesine sebep olacak hiçbir sıkıntıya girmedik. İlik nakli konusunda da Türkiye üst sıralardayız. Bizim kan bölge müdürlüğü Nihat Beyler bu konuda çok iyi çalışıyorlar. Genel olarak Türkiye stantlarına göre iyi olmamızsa rağmen kan bağışında özelikle pandemiden sonra gerçekten sıkıntıya girdik diyebiliriz. Pandemiden sonra bağışlar hep azaldı, hep stoklarla Kızılay kan hizmetlerini yürütmeye çalışıyor. Kan acil bir ihtiyaç değil, sürekli bir ihtiyaç. O yüzden rutin olarak kan bağışlamamız gerekiyor ki ihtiyaç olduğunda hemen stoklarda karşılana bilsin.
Kızılay dünyanın hemen hemen her yerinde faaliyet gösteriyor. Şuan gündemde de Filistin İsrail savaşı var. Filistin’e de bayağı yardım gönderdiniz. Yeni bir yardım hazırlığınız var mı? Filistin için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Filistin Kızılay’ı ile Türkiye Kızılay’ı ortaklaşa aş evi işletiyorlardı. O aş evini de isarail vurdu ve yıkıldı. Yıkılmasına rağmen o aş evi yine çalışıyor ve ihtiyaç sahiplerine yine yemek ulaştırmaya devam ediyor. Burada Filistin’e yapılacak yardımlar Refah Sınır Kapısının açık olmazına bağlı. Açılırsa hemen yardımlar oradan gidiyor; açılmazsa yardım olanağı neredeyse yok. Türk Kızılay’ın yardımları da Refah Kapısında bekliyor. Oradan izin verildiğinde içeri giriyor ve Filistin halkına ulaşıyor.
Kızılay bağışlarla faaliyetlerini sürdürebiliyor
Bu durum sadece Kızılay için geçerli değil, tüm yardım kurumları için geçerli değil mi?
Evet, tüm yardım kurumları için geçerli. Ancak, Kızılay uluslararası aktivasyonu olan kurum olduğu için, bu durumda olağan olarak diğer kurumların önünde oluyor. Şuanda yapılacak olan yardımların Kızılay’ın üzerinden yapılması gerçekten çok önemli. Çünkü şuan o kapıdan kimse geçemiyor. Geçse Kızılay geçebilir ya da diğer ülkelerin görevlendirdiği STK’lar geçebiliyor. Pek çok yardım gitti, gitmeye de devam ediyor, gitmeye de devam etmeli. Orada çok hazin bir durum var. Türk halkıda, Bursalılarda sağ olsunlar hayla yardım etmek istediklerini söylüyorlar. Bizimde gözümüz Refah Kapısında açılır açılmaz yardımlarımızı göndermeye başlayacağız.
Dünyada halklar kişisel olarak gösteri yapıyorlar. Dünya siyasetçileri yok gibi davranıyor. Türkiye biraz daha siyasetçisiyle, politikacısıyla tepki gösteriyor. Fakat mecburen siyaset, politika dili kullanmak zorunda. Siz bir yardım kuruluşunun şube başkanı olarak Kızılay ne düşüyor.
Biz hiçbir insanın yardıma ihtiyaç duyma durumuna gelmesini istemeyiz. Mevcut durumda hiçbir savaş olmadığında, böyle bir bombalama, insan öldürme durumu olmadığında bile Filistinlilerin ihtiyaçlarına koşan Kızılay; şimdi evleri yıkılan ailelerini kaybeden insanların ve masumların yardımına koşma durumunda geri kalması gerçekten bizleri çok üzüyor. İnsanların bu durumda kalmaması gerekiyor. Hele bunun insan eliyle yapılıyor olmazı da, bizi bir kere daha üzüyor. O da insan, o da insan; ama biri zulüm ediyor biri zulüm görüyor. Buna seyirci olarak kalmak, bu insanlara yardım edemediğini düşünmek bizi gerçekten kat kat daha çok üzüyor. Şuanda sadece üzülüyoruz ve Refah Kapısının bir şekilde açılmasını bekliyoruz.
Başkanım son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Altını çizmek istediğim birkaç şey var. Daha öncede söylediğim gibi Kızılay sadece bağışçıların yardımı ile faaliyetlerini yerine getirir. Kızılay Türkiye cumhuriyetinin milletinin bir sivil toplum kuruluşu örgütüdür. Buna destek verende Kızılay’ın sahibidir, eleştirende sahibidir. Eleştireni de sahibi olarak görüyorum. Çünkü sahibi olarak görmezse eleştirmez. Kızılay’ı seviyor ve önemsiyor ki eleştiriyor. Destek vereni de eleştireni de herkesi Kızılay’ın içerisinde çalışmaya davet ediyorum. Bir kuruma sahip çıkarsanız o kurum sizin kurumunuz olur. Sahip çıkamazsanız başkasının kurumu olur. Hem destekleyen hem eleştiren gelin beraber gönüllü olarak bu çatı altında çalışalım. Kızılay’ın atını yeni yüz yıllara taşıyalım.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye’nin en köklü STK’sı Kızılay
Türkiye’nin en eski en köklü STK kuruluşu olan Türk Kızılay’ı hiçbir ayrım yapmaksızın her ihtiyaç olanın yanında olamaya devam ediyor. Geniş bir yelpazeye sahip olan Kızılay profesör ve gönüllüleri ile başta kan ve yardım alanında olmak üzere her noktaya yetişiyor. Dünyanın birçok noktasına yetişen Kızılay birçok kurum ve kuruluşla işbirliği içerisinde çalışıyor.
Kızılay ilk önce savaşta silahlı kuvvetlerin sağlık servisleri, kişi ve kuruluşlar için "koruyucu ve belirtici işaret" olarak kabul edilmiştir. Bunlar dışında kalan hiçbir kişi, kurul ve kurum, savaşta tarafsızlık ve dokunulmazlık timsali olan bu işareti kullanamaz.
Kızılay, 1876 Osmanlı- Rus Savaşı'ndan 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'na kadar geçen süre içinde, Türkiye'nin taraf olduğu tüm savaşlarda, cephe gerisinde kurduğu seyyar ve sabit hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılar aracılığıyla savaş alanında yaralanan ya da hastalanan on binlerce Mehmetçik'in dost ve düşman askerinin bakım ve tedavisine yardımcı olmuş, Türk olsun düşman olsun savaş esirlerine gereken insancıl yardımları yapmış; savaştan etkilenen sivil halkın bakımı ve korunması için çaba göstermiş.
Kızılay'ın amacı, her nerede görülür ise, hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmaktır. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın, ıstırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesidir.
Kızılay, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu'nun temel ilkelerini paylaşır. Bunlar; insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik ilkeleridir.
İşini hakkıyla yerine getiren Kızılay Bursa Şube Başkanı Prof DR. Murat Tutanc ile Kızılay hakkında konuştuk .
Başkanım siz 2021’den beri Kızılay’ın Bursa şube başkanısınız sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Ben aslında doktorum. Tıp fakültesini Adana’da, ihtisası Diyarbakır’da, akademisyenliği Hatay’da yaptım. Bursa’ya bir araştırma hastanesinin kurulması için davet edildim. Önceki ismi Şevket Yılmaz şimdiki adı Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde arkadaşlarla birlikte, Çocuk kliniği kurduk. Daha sonra Şehir Hastanesinde araştırma kliniği kurduk. Daha sonra tıp hastanesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları anabilim dalını kurduk. Aynı zaman da Şehir Hastanesinde çocuk hekimliği yapıyorum. Orada profesör kadrosunda, çocuk sağlığı hastalıklarında anabilim dalı başkanlığını yürütüyorum. Kızılay’da 2018 yılından itibaren yönetim kurulu üyeliği yapıyorum. 2021 den beride Bursa şube başkanlığını yürütüyorum. Hepsi keyifli, hepsi emek isteyen işler. Bizde bu emek isteyen işlerde elimizi taşın altına koyup taş üstüne taş kurmaya çalışıyoruz. Bu konuda elimizden ne geliyorsa uğraşıyoruz.
Kızılay geniş bir yelpazesi var. Hem sağlık, hem yardım ve eğitim var. Köklü ve büyük bir kuruluş. Kızılay’ın işleyişi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Önce Kızılay’ın genel merkezinde biraz bahsedeyim. Ondan sonrada Bursa’da nasıl çalışıyor ondan söz edeyim. Kızılay hepimizin de bildiği gibi, bir sivil toplum kuruluşu. Bu STK özelliğini 155 yıldır koruyor. STK özeliği yanında devletiyle eklemlidir. Tüzüğünü devletin onayladığı, genel merkez yönetim kurulunu bakanlar kurulunun onayladığı, devletin verdiği görevi yerine getirmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu. Kan hizmetleri var. Kan hizmetleri birleşmiş milletlerin almış olduğu karardır neticesinde, her ülkede bir sivil toplum kuruluşunun kan hizmetlerini yürütme kararı alınmıştır. Türkiye’de de bu görevi Kızılay’a vermiş. Kızılay’ın bunun dışında toplum merkezleri var. Toplum merkezlerinde tamamen mültecilere hizmet veren, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler fonlarıyla direk çalışıyor. Kızılay’ın ne yurtiçi, ne de bağış gelirleriyle hiçbir alakası olmayan mültecilerle ilgilenen bir kol. Ağırlıklı Suriyeliler ile ilgileniyor. Bunun nedeni en fazla mülteci onlardan oldukları için. Kızılay çalışanları profesyonel olduğu kadarıyla gönüllüleriyle de hizmet verir. Bizim Bursa şubesinde olduğu gibi; çalışanlardan kat kat fazla gönüllüleri vardır. Asıl etkinliklerini faaliyetlerini gönüllüleriyle yürütmeye çalışır. Gönüllülük etkinlikleri Kızılay’ın etkinliklerinin en önde gelen yapılarındandır. Kızılay’ın yurtdışı faaliyetleri de var. Yurtiçinde afet anında afetzedelere ve afet çalışanlarına yardım ettiği gibi afet anının dışındaki ihtiyaç sahiplerine de Kızılay her zaman yardımda bulunmaya çalışır. Yurtiçinde yurtdışında afet ve afet dışındaki ihtiyaç sahiplerine sürekli Kızılay yardımda bulunur. Kızılay’ın, Kızılhaç ile işbirliği var. Kızılhaç’ın ihtiyaç duyduğu her yerde de Kızılay bulunuyor. Bursa Kızılay yapılanmasının üçayağı var. Bir tanesi kan hizmetleri. Direk genel merkeze bağlıdır. Şubeleriyle bağlantısı yoktur; ama istişareli çalışırız. Gönüllü destekli bulunuruz. Karşılıklı faydalı şekilde çalışırız. Toplum merkezi var. Toplum merkezinde ağırlıklı olarak mültecilerle ilgilenirler. Eğitim verirler, sosyal yardım gerekiyorsa yardım verilir. Altını tekrar çiziyim, toplum merkezi fon olarak Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliğinden gelen kaynakları kullanırlar. İlçelerde sekiz tane şubemiz daha var. Bizde afet anın dışında ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya çalışırız. Afet bilinci, ilk yardım bilinci konusunda çalışmalar yaparız. Bu konuda eğitim isteyen herkese ya da bizim gidip görüştüğümüz gruplarla toplandılar planlıyoruz. Okulda Kızılaycılık bilinci çocuklara aşılamaya çalışırız. Okullarda bununla alakalı bilgilendirme yaparız. Faaliyet alanlarımız bunlar. Yardımlar da bahsedecek olursak, Bursa içerisinde hale hazırsa on beş bin kişiye sürekli sosyal yardım yapıyoruz. Sosyal yardımlar kademeli. Bunların ne kadarına yardım ihtiyacı var, bunu belirleyip Kızılay’ın yardım edeceği kadar kötüyse durumu o zaman biz bunlara yardım ediyoruz. Bunları kategorilere arıyoruz. Kimine kırtasiye, kimine kırtasiye ve giyecek yardımı, kimine yiyecek yardımı yapıyoruz. Bunun dışında da şubemize gelen zekât yardımlarını değerlendirdiğimiz bir fonumuz var. Bu fonda biriken paraları, belirlediğimiz ihtiyaç sahibi ailelerin hesabına direk yatırarak nakit olarak veriyoruz. Küçük bölgesel afetlerde şube olarak yardıma çıkıyoruz. Afet zadelerin ilgi kurumlarla yardımlaşarak çalışarak afetzedelere ve orada çalışanlara yardım ediyoruz. Bizim afetlerde birinci görevimiz, yiyecek ve içecek sağlamak. Barınma ve diğer ihtiyaçları karşılama bizim ikici görevimiz. Bize ihtiyaç durulduğu her yerde devreye girmeye çalışıyoruz. Küçük afetlerde şube olarak başa çıkabiliyoruz. Ama daha büyük afetlerde genel merkezin çağrısıyla desteğe gidiyoruz. En son genel merkezin çağrısıyla gittiğimizde, biz sadece Kızılay Bursa Şubesi olarak deprem bölgesinde yaklaşık kırk beş gün boyunca günde kırk öğün yemek çıkardık. 10 faklı mutfakta 4 farklı ilde. Daha sonra genel merkezin bizi Hatay bölgesinde görevlendirmesiyle, sadece Hatay’daki mutfağımız ve depomuz kaldı. Orada doksan altı gün kaldık. Günde on yedi öğün yemek çıkardık. Bunları yirmiye yakını farklı noktaya araçlarımızla ulaştırdık. Yüzün üzerinde köye yiyecek, giyecek battaniye, soba, yakacak yardımlarında bulunduk. Bunu da Orman Bölge araçlarıyla beraber yaptık. Biz Bursa Şubesi olarak, Bursa’nın kaynaklarını orada değerlendirdik.
Kızılay’ın en büyük geliri bağışlar
Peki, Kızılay’ın gelir kaynakları nedir?
Kızılay bir toplum kuruluşu. Bu sivil toplum kuruluşunun ticari iştirakleri var. Ticari iştirakleri; eğer kar ederlerse, tamamını derneğe aktarıyorlar. Dernekte bunların tamamını, hayır işlerinde ve etkinliklerde kullanılıyor. İçecek A.Ş bunlardan bir tanesi. Çadır A.Ş bunlardan bir tanesi. Kızılay’ın gelirlerin değimin ettiğinin bir kısmı. Ama ana gelir kalemi bağışlar. Aldığı bağışlarla etkinliklerini yapıyor. Bununla alakalı devletten aldığı herhangi bir bütçe yoktur. Tamamen bağışlar ve kendi gelirleriyle etkinliklerini yapıyor.
Kızılay’da gönüllü olarak çalışmak için şartlar var mıdır?
Bizim gönüllü olma diye bir tatbikatımız var. Her vatandaşımız gönüllü olabilir. Gonullüol.org diye sitemiz var. Orada kolaylıkla kayıt olabilirler. Kayıt olduktan sonra, biz Bursa’da olan bütün etkinliklerimiz orada paylaşıyoruz. . Gonullüol.org kayıt olan herkes oradaki bildirilerden, bu bildiriler kendilerine de geliyor. Bu bildiriler katılabilirler. Bu rutin süreç. Bu rutin sürecin haricinde; biz Salı günleri saat dörtte da ana merkezimizde gönüllü toplantısı yapıyoruz. Bu Salı gün ki toplantıya gönüllü olsun olmasın herkes katılabilir. Burada herhangi bir kısıtlama yok. Bu toplantıya katıldıktan sonra, Kızılay hangi faaliyetleri yapıyor, hangi faaliyetleri planlıyor, geçmiş haftaki etkinlikleri nelerdi, önümüzdeki hafta etkinlikler neler? Veya süreçteki etkinlikler hangileri? Bunların programları neler? Yeni proje getiren gönüllü var mı? Bu projeleri nasıl yaparız? Şube olarak sponsor olabilir miyiz? Başka sponsor bulabilir miyiz? Bunların hepsini görüşüp, tartışıp bir sonuca bağlıyoruz. Burada projesi olan Kızılay’ın tüzüğün içerisinde ve Kızılaycılığın anlayışı içerisinde etkinlik yapmak isteyen her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, tabi ki başka ulustan da olabilir, uluslararası öğrencilerden de gönüllümüz çok fazla. Yeter ki Kızılay ile bağdaşan bir proje olsun. Ben bunu yapmak istiyorum desinler, gelsinler bizde destek olalım.
Bir kişinin bir ailenin ihtiyaç sahibi olduğunu nasıl tespit ediyorsunuz? Bu kişiye veya aileye nasıl ulaşılıyor.
Burada biz başvuru bekliyoruz. Ya ihtiyaç sahibinin kendisinin, ya bir tanıdığının, ya da bir kamu görevlisi kişi veya aile adına başvuru yapmasını bekleriz. Bu başvuru olduktan sonra bu ihtiyaç sahibinin aile Sosyal Hizmetleri Müdürlüğüne kesinlikle müracaatını sağlarız. Çünkü bazı aileler var, devletten alabileceği yardımın farkında bile değiller. Bu aile veya kişi aile Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden yardım alabiliyor mu? Alamıyor mu? Önce onu sorgulatıyoruz. Sorgulattıktan sonra oradan yardım alabiliyor veya alamıyor. Bu aile herhangi bir gelirle geçiniyor ve geçinemiyor bunların hepsini tespit ediyoruz. Bu tespitlerden son bizim bir formumuz var. Bu forumu ihtiyaç sahibi doldurmasını istiyoruz. Doldurduktan sonra evleri ziyaret ediyoruz. Evleri ziyaret ettikten sonra evlerin durumuna bakıyoruz. Evlerin durumuna baktıktan sonra, bu verilerin hepsini toparlıyoruz. Bizim ihtiyaç sahibi değerlendiren bir komisyonumuz var. Bu komisyon içerisinde profesyonel çalışanda var, gönüllü çalışanda var, yönetim kurulu üyesi var. Bunlar değerlendirme sonrası kategorileri belirliyorlar. Kategorileri belirlendikten sonra diyorlar ki ‘ya siz Kızılay’ın yardım edeceği kategoride değilsiniz başka yerlere başvurun’ Ya da biz size sadece kırtasiye yardımında bulunabiliriz. Ondan sonraki kategorileri kırtasiye yiyecek ve giyecek yardımı kategorisine alıyoruz. Eğer daha kötü durumda ise nakit yardımlarına da başlıyoruz. Birde Hilalay projemiz var. Durumları gerçekten çok kötü olan ve durumların iyileşmesi çok vakit alacak ailelere, en az 6 ay boyunca, bir sene boyunca Hilalay ailesine dahil ediyoruz. Bu projede şudur; durumu kötü olan bir aileyi durumu iyi olan bir aile ile kardeş aile yapıyoruz. Durumu iyi olan aile diğerine yardım ediyor. Zekat verebilir, sadaka verebilir, nakit desteği verebilir. Yalnız burada destek veren aile ile destek alan aileyi bir araya getirmiyoruz. Ama insanlar ‘ben bağış yapıyorum acaba nereye, kime gidiyor benim param’ dediğinde; saha çıktığımız gibi onlara da Kızılay yeleği giyindiriyoruz ‘şimdi siz Kızılay gönüllüsünüz’ onları yardım etikleri ailenin yanına götürüyoruz. Sadece Kızılay gönüllüsü olarak oraya gidiyorlar. Yardım etikleri aileleri görüyorlar. Bunun dışında da ihtiyaç sahibiyle bağış yapan kişileri bir araya getirmiyoruz.
Kan satmak hiç kimsenin haddi değil .
Kızılay deyince akla ilk gelen şey kan. Şehrin belli bölgelerinde kan araçları bulunuyor. Kızılay kan bağışı toplarken neye dikkat ediyorsunuz. Herkes kan verebilir mi?
Kan alabileceğimiz insanların özeliklerini sağlık bakanlığı belirliyor. Sağlık bakanlığı diyor ki ‘şu insanlardan alabilirsiniz şu insanlarda kan alamazsınız’ Onla ilgili verileri bize veriyorlar. Daha sonra kan bağışçıların doldurduğu bir belge var. Onu doldurduktan sonra sağlık bakanlığının belirlediği kurallara göre kan verebiliyorsa kan alınıyor. Bunu da doktor belirliyor. Kişiden kan aldıktan sonra kan torbalarına konuluyor. Kanın belli bir kısmı laboratuvarlara gönderiliyor. Orada incelemeler yapılıyor. Orada bakılabildiği kadarıyla bir bulaşıcı hastalık var mı? Yabancı medde var mı? Yok mu? Bunlar tetkik ediliyor. Tetkik edildikten sonra bu kan kullanılabilir deniliyor. Kullanılabilir denildikten sonra stoklara giriyor o kan. Daha sonra hastanelerden hasta adına bu kan isteniyor. Hekim istiyor bu kanı tabi ki. Hekim bilgisayar sisteminden istiyor. Bu bilgi Kızılay sistemine düşüyor. Hangi hastanede ne kadar kana ihtiyaç varmış. Onlara bakılıyor. O kanları stoklardan alınıyor, araçlarla gönderiyorlar. Sonra o hastanenin stoklarına giriyor. Böylece kan ihtiyacı karşılanmış oluyor. Kızılay bu süreç için çalıştırdığı personel için, kullandığı araçlar için, şoförler için, benzinler için devletten herhangi bir ödeme almıyor. Bu masrafların bir şekilde karşılanması lazım. Karşılanmaz ise bu süreç durur. Bu süreci Kızılay nasıl karşılıyor; Kızılay, bu sürecin masrafını SGK’ya faturalıyor. Kan hastaneye veriliyor. Hastane SGK ya faturalıyor. Hastane SGK’tan parasını alıyor. SGK’tan parasını aldıktan sonra bu sürecin ücretini Kızılay’a veriyor. Bu sürecin hiçbir tarafında hasta ve hasta yakınları yok. Tamamen SGK tarafından masraflar karşılanıyor. Hizmeti de Kızılay STK olarak yapıyor.
Başkanım bazıları diyor ki ben Kızılay’a kan veriyorum, Kızılay bana kanı tekrar parayla satıyor. Az önce açıkladığınız gibi yol masrafı çalışan masrafı gibi. Diyelim ki bir kişinin SGK’sı yok, Geliri de yok kana ihtiyacı var ne yapacak?
Bu konuda şunu çok iyi anlatabilmek anlaya bilmek lazım. Var gücümüzle anlatabilmeye çalışıyoruz. Kan bir doku, bir organ. Organ naklinde devlet herhangi bir para alıyor mu? Almıyor. Ama organ nakli yaptığında devlet hastaneler bir masraf yapıyor mu? Cerrahın parasını veriyorlar, hemşirenin parasını veriyorlar, ameliyathanede, elektrik, ilaç, araç gereç bunların hepsinin ücretleri veriliyor. Bu ücretlerin hepsini kim karşılıyor? SGK karşılıyor. Organı da ücretsiz nakil yapılıyor. Kan naklinde de aynı şey geçerli. Kana ücret biçmek, kanı satmak hiç kimsenin haddine değil. Zaten kanunen de yasak bu. Herhangi kan satmak, organ satmak bizim ülkemizde yasak. İstesen de bunu yapamazsın. Burada alınan ücret az önce söylediğim süreçlerin ücreti. Az önce söylediğiniz kişiler SGK’tan alınamayınca kendi ödüyor. Kanda da SGK ile bir alakası yoksa kanın parasını değil sürecin parasını alınıyor.
İllikte kan bağışının hiçbir farkı yok
Çok bilinmeze de Kızılay’da ilik bağışı da yapılıyor. İlik bağışı için şartlar nelerdir.
Kan verme şartları neyse ilik verme şartları da onlar. İlik vermede şöyle; ilik nakli gereken bizim hastalarımız var. Bunlar çocukta oluyor, erişkinde oluyor. Bu öyle ayrı bir duygu yoğunluğu yaşanıyor ki. Şöyle; ilik nakli olan hastaların başka çaresi kalmamış, ilik nakli olmazsa hayatını kayıp edecek hastalar. Sizde bu iliği vererek bu insanlara aynı zamanda hayat vermiş oluyorsunuz. İlik vermek çok kolay. İnsanları herhangi bir sağlık sorunu sokacak bir durum yok. Kan alır gibi ilik alıyorlar. İlik hücreleri alınıyor. Yalnız kemiğin içinden alıyorlar. Onu kemiğin içinden aldıktan sonra, onu diğer ilik bekleyen hastalara damar yolu ile veriyorlar. Aslında kanı aldım, kanı verdim gibi bir şey. Çokta zor bir işlem değil.
Toplum olarak sanki ilik bağışı kan bağışı gibi değil. İlik sanki insanlarda biraz daha endişe biraz daha korku var gibi ne dersiniz?
Kan vermekten hiçbir farkı yok. İlik vermenin herhangi bir kaybı yok, herhangi bir zararı yok. Bağışıklık sistemi mi etkilenir? Öyle bir durum yok. Kan hücreleri üretimi mi etkilenir? Hayır, öyle bir durum yok. Kan vermek kadar kolay kan vermek kadar mahzun bir aktivite ilik vermekte.
Kan acil değil sürekli ihtiyaç
Türkiye geneline baktığımızda Bursa’da kan bağışı ilik bağışı nasıl?
Türkiye geneliyle oranlayacak olursak, Bursa’da kan stoklarında herhangi bir ameliyatın ertelenmesine sebep olacak hiçbir sıkıntıya girmedik. İlik nakli konusunda da Türkiye üst sıralardayız. Bizim kan bölge müdürlüğü Nihat Beyler bu konuda çok iyi çalışıyorlar. Genel olarak Türkiye stantlarına göre iyi olmamızsa rağmen kan bağışında özelikle pandemiden sonra gerçekten sıkıntıya girdik diyebiliriz. Pandemiden sonra bağışlar hep azaldı, hep stoklarla Kızılay kan hizmetlerini yürütmeye çalışıyor. Kan acil bir ihtiyaç değil, sürekli bir ihtiyaç. O yüzden rutin olarak kan bağışlamamız gerekiyor ki ihtiyaç olduğunda hemen stoklarda karşılana bilsin.
Kızılay dünyanın hemen hemen her yerinde faaliyet gösteriyor. Şuan gündemde de Filistin İsrail savaşı var. Filistin’e de bayağı yardım gönderdiniz. Yeni bir yardım hazırlığınız var mı? Filistin için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Filistin Kızılay’ı ile Türkiye Kızılay’ı ortaklaşa aş evi işletiyorlardı. O aş evini de isarail vurdu ve yıkıldı. Yıkılmasına rağmen o aş evi yine çalışıyor ve ihtiyaç sahiplerine yine yemek ulaştırmaya devam ediyor. Burada Filistin’e yapılacak yardımlar Refah Sınır Kapısının açık olmazına bağlı. Açılırsa hemen yardımlar oradan gidiyor; açılmazsa yardım olanağı neredeyse yok. Türk Kızılay’ın yardımları da Refah Kapısında bekliyor. Oradan izin verildiğinde içeri giriyor ve Filistin halkına ulaşıyor.
Kızılay bağışlarla faaliyetlerini sürdürebiliyor
Bu durum sadece Kızılay için geçerli değil, tüm yardım kurumları için geçerli değil mi?
Evet, tüm yardım kurumları için geçerli. Ancak, Kızılay uluslararası aktivasyonu olan kurum olduğu için, bu durumda olağan olarak diğer kurumların önünde oluyor. Şuanda yapılacak olan yardımların Kızılay’ın üzerinden yapılması gerçekten çok önemli. Çünkü şuan o kapıdan kimse geçemiyor. Geçse Kızılay geçebilir ya da diğer ülkelerin görevlendirdiği STK’lar geçebiliyor. Pek çok yardım gitti, gitmeye de devam ediyor, gitmeye de devam etmeli. Orada çok hazin bir durum var. Türk halkıda, Bursalılarda sağ olsunlar hayla yardım etmek istediklerini söylüyorlar. Bizimde gözümüz Refah Kapısında açılır açılmaz yardımlarımızı göndermeye başlayacağız.
Dünyada halklar kişisel olarak gösteri yapıyorlar. Dünya siyasetçileri yok gibi davranıyor. Türkiye biraz daha siyasetçisiyle, politikacısıyla tepki gösteriyor. Fakat mecburen siyaset, politika dili kullanmak zorunda. Siz bir yardım kuruluşunun şube başkanı olarak Kızılay ne düşüyor.
Biz hiçbir insanın yardıma ihtiyaç duyma durumuna gelmesini istemeyiz. Mevcut durumda hiçbir savaş olmadığında, böyle bir bombalama, insan öldürme durumu olmadığında bile Filistinlilerin ihtiyaçlarına koşan Kızılay; şimdi evleri yıkılan ailelerini kaybeden insanların ve masumların yardımına koşma durumunda geri kalması gerçekten bizleri çok üzüyor. İnsanların bu durumda kalmaması gerekiyor. Hele bunun insan eliyle yapılıyor olmazı da, bizi bir kere daha üzüyor. O da insan, o da insan; ama biri zulüm ediyor biri zulüm görüyor. Buna seyirci olarak kalmak, bu insanlara yardım edemediğini düşünmek bizi gerçekten kat kat daha çok üzüyor. Şuanda sadece üzülüyoruz ve Refah Kapısının bir şekilde açılmasını bekliyoruz.
Başkanım son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Altını çizmek istediğim birkaç şey var. Daha öncede söylediğim gibi Kızılay sadece bağışçıların yardımı ile faaliyetlerini yerine getirir. Kızılay Türkiye cumhuriyetinin milletinin bir sivil toplum kuruluşu örgütüdür. Buna destek verende Kızılay’ın sahibidir, eleştirende sahibidir. Eleştireni de sahibi olarak görüyorum. Çünkü sahibi olarak görmezse eleştirmez. Kızılay’ı seviyor ve önemsiyor ki eleştiriyor. Destek vereni de eleştireni de herkesi Kızılay’ın içerisinde çalışmaya davet ediyorum. Bir kuruma sahip çıkarsanız o kurum sizin kurumunuz olur. Sahip çıkamazsanız başkasının kurumu olur. Hem destekleyen hem eleştiren gelin beraber gönüllü olarak bu çatı altında çalışalım. Kızılay’ın atını yeni yüz yıllara taşıyalım.
MGK toplantısı sonrası 5 maddelik açıklama
Rortary, 'Kariyer Sohbetleri' ile gençleri geleceğe hazırlıyor!
Mahmud Abbas: İsrail Gazze'deki altyapının yüzde 90'dan fazlasını yok etti
MGK sona erdi: Türkiye insanlık dışı saldırılar karşısında Lübnan halkının yanında
Ağrı'da şehit olan Piyade Uzman Çavuş Burak Geniş'in cenazesi toprağa verildi
Bursa'da Türk Dünyası Bilim Ödülleri sahiplerini buluyor
Barcelona'da gelecek sezon planı! Neymar geri dönebilir
Alina Boz hamile mi? Umut Evirgen'den açıklama geldi
Her gün marul suyu içerseniz o hastalık son buluyor...
Afyonkarahisar'da zehir tacirlerine geçit yok
FIFA'dan flaş transfer kararı!
ASELSAN'dan ambargo sonrası güçlü adım: ASELFLIR-500, Azerbaycan’a teslim edildi
Kalorifer peteklerinin üzerine defne yaprağı koymak bakın ne işe yarıyor
Uydu internet hizmeti Starlink, 4 milyon kullanıcıya ulaştı
Endonezya, Merapi Yanardağı'nın patlaması üzerine alarma geçti