Her zaman geçerli akçedir… Her olayın öncesi, sırası ve sonrasında sığındığımız en güvenli limandır kader… Ama gemiler, limanda beklemek için yapılmamıştır. Dolayısıyla her zaman hayatın bize hazırladığı, bizim için sakladığı sürprizler doğum anlarını bekler önümüzde. Ve başımıza gelenlere “kader” diye seslenir, içselleştirir, boyun eğeriz.
Endülüslü Arap Sünni âlim, mutasavvıf, şair ve filozof olan Muhyiddin İbnü'l-Arabi (1165, İspanya-1240, Şam), “Vahdet-i vücûd” diye telaffuz edilen, evrendeki her şeyin tek bir “gerçekliğin” yansımaları olduğunu savunan monist öğretiyi tanımlayan ilk isimdir.
“Zannı değişmeyen, kaderini değiştiremez” sözüyle tanınan bu düşünür, aslında kaderin gökten yazılan belli bir kalıp olmayıp, her an oluşmakta olan bir sürecin sonucu olarak ortaya çıktığını, bulunduğun dünyanın, senin onu nasıl gördüğünle alakalı gerçekleştiğini, içinden geçirdiğin her niyetin, her zannın ve her hayalin kaderine bir kelime eklediğini söyler.
Bu açıdan yaşadığımız olayları ve bu olayların bizdeki yansımalarını düşünelim. Sürekli ve engel olamadığımız birtakım düşünceler zihnimize zuhur etmektedir. Zira zihin düşünür, düşünce olasılık yaratır. Duygularımız bu olasılığın zamanını seçer. Eylemlerimiz zamanı gelmekte olan olasılığı, fiziksel hale getirmek için çaba gösterir.
Velhasıl geleceği şu an zihnimizde beliren düşüncelerin fiili sonuçları olarak gerçeğe dönüştürürüz. Bu seçme eylemini içinde bulunduğumuz titreşim yani frekansımız belirler. Frekansımız geleceği değiştirebilecek yegâne mevcudumuzdur. Çünkü zaman çizgisel olmayıp, bir yerden başlayıp bir yerde sona eren bir süreç hiç değildir. Zaman ilerlemeyen bir sabit olup, içinde hareket eden bizizdir.
Öyleyse;
Bazı olaylar karşısında sinirlenip, kızıyor ve “neden hep aynı olayları yaşıyorum?” diye soruyorsanız, daha önce yaşanmış bir zamanın algılanması olan dejavu sizi rahatsız ediyorsa, düşüncelerinizi değiştirin. Aynı tekrarların sizi farklı yere getireceğini düşünmeyin. Ancak tekrarını istemediğiniz, sizin için kötü olan bir durumun meydana gelmemesi için düşünce yönteminizi değiştirin. Geleceğin ya da başka bir gerçekliğin sızıntısı olan rüyanın ile geleceğin sana gönderdiği sinyal olan hayallerinin, zamanın eteğindeki gerçekliği hatırlattığını da sakın unutma!
Önseziniz geleceğin sinyalidir, çünkü o sinyalin versiyonu zaten mevcuttur. Yani kaderin zaten mevcuttur ve iraden dahilindeki her şeyi yaptıktan sonra meydana gelen olayların adıdır. Ama iradeni belli bir istikamete yöneltmek, içinde bulunduğun zaman, mekân ve diğer insanlar nedeniyle zor olsa da imkânsız değildir. Zaten güzel olan ne var ki kolay elde edilsin! Hadi, hemen şimdi harekete geç ve kaderini yeniden oluştur. Zannını değiştir, elinden geleni yap, cüz-i iradeni hâkim kıl ki kaderin değişsin…
Afetsiz günler dileğiyle…