Bazen yazıya ‘Kitabın tam da ortasından’ başlamak iyidir…
‘Tabiri caiz ise’ boyutuyla tabii ki …
Çünkü bazı zamanlarda köşeye konu olan mevzu, öylesine geniş bir yelpazeyi kapsar ki;
Misal;
İçinde gündem de vardır, ekonomide…
Sosyal yaşam da vardır, siyaset de …
Hatta ve hatta genel kültür de, gelenek- görenek de…
Ve de son yılların moda tanımı ile gastronomi de….
İşte bu yazıma konu ‘4. Bursa Gastronomi Festivali Lansmanı’ da bu yıl aynen yukarıda söz ettiğim üzere;
Çok açılı ve de pek geniş yelpazeli bir tablo yansıttığından ötürüdür ki çok değerli okur;
Mevzunun tam da ortasından yani en mühim kısmından başlıyorum köşeye;
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in konuşmasında yer verdiği şu cümleye dikkat edin;
“4.Uluslararası Bursa Gastronomi Festivali'yle , gastronomi sayesinde Bursamızı büyüten uzun soluklu bir yolculuğun güçlü adımlarını atıyoruz. Festivalimiz Kentimiz için hedeflediğimiz turizm vizyonuna katkı sağlayarak, Bursamızın dünyada adından söz ettiren bir miras kent olmasında büyük fayda getirecektir.”
Şimdi biraz daha net anladınız mı yazıya başlarken anlatmak istediğimi ?…
Kitabın ortasından anlatır gibi;
Konuya Başkan Bozbey’in festivalin amacının, her alanda büyüyen Bursa hedefinde büyük aşama kat edilmesinde fayda sağlamak olduğuna vurgu yaptığı bu cümleler ile başladım ki;
Gastronomi Festivali de neymiş?
Çok mu gerekliymiş?
Gibi maksatlı suallerle festival gündemini yerle yeksan etmeye çalışan birilerine hem okkalı bir cevap olsun…

Hem de festivale katılacak stant temsilcilerinden tutun da ziyaretçilere kadar herkes Başkan Bozbey’in işaret ettiği ve de bu yıl ki slogan ile ‘Rotayı yeniden oluşturduğu’ gibi, organizasyona ‘Büyüyen Bursa’ perspektifinden bakabilsin…
Şimdi geleyim festival lansmanının detaylarına;
Perşembe akşam üzeri Montania Otel’de ağırladı Başkan Bozbey basın mensubu bizleri ve festivalin ağır topları konuklarını…


Konuklar arasında SHP Eski Genel Başkanlarından, Dışişleri Eski Bakanı ve DYP-SHP Hükümeti’nde Başbakan Yardımcılığı yapan Murat Karayalçın da vardı ki;
Kendisi ile kısa süre olsa da birkaç sualim üzerinden sohbet imkanı da buldum…
Bir de çok sevdiğim ekonomi programlarının başarılı yorumcusu Ekonomist Gazeteci Yazar Meliha Okur da oradaydı.
Sevgili Meliha Okur’la da Bursa ekonomisini detaylarıyla değerlendirdik.
Kendisinin Bursalı sanayiciye altın niteliğinde öğütleri vardı…
Murat Karayalçın ve Meliha Okur’un sadece 5N1K’ya özel cümlelerini tabii ki bu yazıda aktaracağım… Amma velakin önce Başkan Bozbey’in festival lasmanında yaptığı konuşmada verdiği, her biri birbirinden mühim mesajlara değineyim…
‘Rota Yeniden Oluşturuluyor’ dedi Mustafa Başkan ve de 26-28 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek organizasyonun sloganı bu cümle ile festivalinin rotasının her alanda büyüyüp gelişen Bursa hedefinde yön bulduğuna özellikle işaret etti…
Ve de Bursa’ya ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin kestane kebap yemesi sevap misali kentimizde sadece günü birlik kalıp da İskender kebap yiyip gitmelerine bir son verilmesi gerektiğine de vurgu yaptı Başkan Bozbey…
İlaveten;
‘Bir Lezzet Destinasyonu gerçekleştirilecek ve her ilçemizde bu destinasyonun yaşama geçirildiği mühim mekanlar olacak…’ dedi Büyükşehir Belediye Başkanı….
Başkan Bozbey’in ‘Turizm acentaları ile anlaşma sağlanmalı ve yerli ve yabancı turistler Bursa’ya yönlendirilmeli’ hedefi de turizmdeki payın arttırılmasında çokça önemli kuşkusuz…
Peki Mustafa Başkan’ın sıraladığı bu hedeflerin hepsinin gerçekleştiğini düşünün kısa bir an Değerli okur;
Neler olur o vakit ?
Gastronomide Bursa’nın tenceresinin her an fokur fokur kaynayıp etrafa güzel mi güzel kokular yaydığını…
Bir kere en başta kentimizdeki festival sadece bir yemek yeme etkinliği olmaktan çıkar ve
‘Çatal Bıçak Diplomasisinin’ en lezzetli durağı olarak dünyaya adını duyurur…
Bir Bursalı olarak hayal edin lütfen;
Bir yanda ipek gibi açılan cevizli Bursa baklavası diğer yanda İskender kebabın muhteşem eşi bulunmaz lezzeti..

Hanlar Bölgesi’nde bu kez şehrin kokusu daha yoğun …
Çünkü çadırlardan oluşan stantlardan bir taraftan İnegöl köftesinin kokusu yükselirken diğer taraftan gelen nar gibi kızarmış dönerin kokusu birbirine karışıyor…
Bir köşede de bir Bursalı Teyzemiz Fransız aşçıya ‘Evladım tereyağı gözünü korkutmasın’ diye öğüt veriyor …
Ve o anda sahneye çıkan genç bir şefin sözleri herkesin aklına kazınıyor adeta;
‘Biz burada yemek pişirmiyoruz…Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’nın hikayesini pişiriyoruz…Kebabın dumanında tarih var, kestanenin şekerinde çocukluk’…
Aslında Başkan Bozbey’in hedefleri şu birkaç satırda hayal ettiğim diyaloglarla gerçekleşirse işte o zaman festival bir yemek yeme organizasyonu olmaktan çıkar ve Bursa’yı yerli ve yabancı turistle tanıştırmanın en samimi formülü olur…
Ve işte o vakit Bursa’nın tenceresinde kaynayan lezzetler dünyaya açılmanın en güzel kokusunu yayar etrafa …
Gastronomi Festivali’ne dair bu kadar kelamdan sonra geçiyorum merak ettiğinizi tahmin ettiğim lansman konuğu tecrübeli siyasetçi Murat Karayalçın ile birkaç soruda gerçekleştirdiğim özel röportaja;
BİZİM ŞAİBELİ KURULTAYIMIZ OLMAZ!....

Şöyle sordum Murat Karayalçın’a;
Sn. Karayalçın siyaseten bir duayen olduğunuza vurgu yaparak soruyorum şu anda CHP’nin içinde bulunduğu konjonktür ve şaibeli kurultay iddialarıyla, Eylül ayında görülecek davaya dair neler söylersiniz?
- Pınar Hanım bizim kurultayımız şaibeli değil…Eğer kurultayda oylamaya hile karıştırmış olanlar varsa, yargının görevi onları ortaya çıkarıp cezalandırmaktır…Ama tabii ki oylamaya hile karıştırıldı mı ? Bu sorunun yanıtı da belirsiz …İşte eğer böyle bir durum varsa şayet kaç kişi onlar? Yargı saptayacak onları…Ve de onlar cezalandırılır, gereği yapılır. Siyasi partiler yasasının oylamaya hile karıştıranlarla ilgili özel hükümleri var. Onlar işletilir ve yolumuza devam ederiz. Dolayısı ile kurultayın bütününü şaibeli olarak adlandırmak son derece yanlıştır. Bizim şaibeli kurultayımız olmaz. Şaibeli davrananlar varsa da onlarla ilgili gereği yerine getirilir.
Peki şaibeli davrananlar kimdir, mesela eski genel başkanlarla ilgili yorumunuz nedir?
Gülümsedi Sayın Murat Karayalçın ve son derece samimi bir tavırla
-Eski genel başkanlar konusuna girmeyelim Pınar Hanım…dedi…
-CHP’li belediyeler ile alakalı gözaltılar ve tutuklamalar ile ilgili değerlendirmeniz nedir? diye de sordum Murat Karayalçın’a…
-Tüm bu olanların tek bir yanıtı vardır; CHP’nin önü kesilmeye çalışılmaktadır. Yüz küsür yıllık bir belediye deneyimi var bu ülkenin.. Ama böyle bir kara yıl yaşanmadı. Düşünün Türkiye’nin en büyük kentinin belediye başkanı cezaevinde… Önümüzü kesmek için bunlar yapılıyor. Fakat Cumhuriyet Halk Partisi’nin mitinglerinde de görüldüğü gibi, tersine bizi daha da güçlendirmiş oluyorlar.
BURSA GÜCÜNÜN FARKINDA DEĞİL…
Murat Karayalçın’a son sorumu yönelttiğim anda tam da yanımızda bir ekonomist olarak görüşlerine çok değer verdiğim Meliha Okur’u gördüm ve Karayalçın’ın ardından hemen Kendisine dönüp, sordum;
-Meliha hanım nasıl gidiyor Türkiye’de ekonomi, enflasyonist bir ülke olmaktan kurtulacak mıyız? Türkiye üç yıldır bir program uyguluyor. Programın kemer sıkma ayağı tamam mali disiplin ve yapısal reform ayağı yok…Üç yıldır vatandaş dişini sıkıyor. Bunun dışında vatandaştan ÖTV-KDV ve gelir vergisinde alınan oranlara bakarsanız korkunç rakamlar var ortada …Şöyle ki kamu israf etmeye, bol bol harcamaya devam ediyor ..Harcamanın finansmanı ise vatandaşın üzerine yıkılmış. Peki Türkiye gerçekten enflasyonla mücadele etmek istiyor mu. İstemiyor mu? İşte asıl mesele bu…Bu soruyu vatandaşa değil, bu programı yönetenlere sormak lazım. Başarılı olmalarını isterim tabii ki ama daha çok zor zamanlar var önümüzde…
BETON EKONOMİSİNE TESLİM OLMAYIN
- Meliha Okur Bursa için neler söyledi dersiniz ?

Bursa’yı çok güzel buldum. Yaşadığınız büyük orman yangınına rağmen, aslında ciddi bir travma atlattınız bu yangın nedeniyle… Bursa’nın atmosferi gayet iyi .. Yaralar hızla sarılmaya başlanmış… Bursa bence çok güçlü bir şehir… Bursa kendi gücünün farkında mı? İşte bu soruyu sormak gerekir…Bursa’nın iş dünyasındaki akil kimliklerine, iş insanlarına mesajım şu;
Büyük sanayiciler o fabrikayı satarız, bina yaparız diye düşünmesinler. Beyler ne yapıyorsunuz? Siz üretmekten vazgeçiyorsunuz!...Bursalı sanayici beton ekonomisine teslim olup üretmeyi unutmamalı. Çok daha cesur olmalı ….
Kanımca Sevgili Meliha Okur’un çok ciddi bulduğum bu uyarısı şehrimizin her kategorisi ve de her alanında ki akil kimlikler için geçerli olmalı …
Boşuna dememişler ‘İşleyen demir ışıldar’ diye…
Bir de ‘Sadece cesareti olanlar kazanır’ derler…
O vakit cesurca her sektörde çalışıp üretip başarmak için ne bekliyoruz?
Gelecek yazıya değin kalın sağlıcakla….