Kaçak İş Adamı, Kirli Yayınlar ve Sus Payları!...

Dikkatle okumanız ricasıyla köşeye başlamış bulunmaktayım değerli okur;
Çoğunuz biliyorsunuzdur;
Bursa'nın hakkında tutuklama kararı bulunan bir kaçak inşaatçı iş adamı var;
Emin Adanur!...

Özellikle Nilüfer Belediyesi Eski Başkanı Turgay Erdem ve bazı inşaatçı iş adamlarının rant - rüşvet ağı iddialarıyla göz altına alınmaları ve de ardından gelen ikinci dalga operasyonla bu iş insanlarına Nilüfer Belediyesi ile bağlantılı bazı kimlikler ve siyasilerin de eklenerek tutuklanmalarının ardından, 'Tüm bu isimleri Emniyete ben verdim' iddiasıyla yurtdışından tuşa basan Emin Adanur yanına bir iki yeni yetme gazeteciyi ve de kendini sosyal medya fenomeni zanneden kalemşörleri de alarak canlı yayına geçti ...

İşte O kaçak İş İnsanı Emin Adanur kıymetli okur, o yayınlarda başladı o-bu demeden delilsiz-ispatsız inşaat sektöründeki iş adamlarına ve bazı belediye başkanları ile yine bir takım siyasilere rüşvet 'verdiler-yediler' diyerek saldırmaya...
Buraya kadar mevzuyu iyice anladığınızı düşünerek geçiyorum çok çok vahim ve de yine çok şaşırtıcı detaylara...

Aslında madalyonun diğer yüzüne desem daha doğru olur ...Soralım o vakit çok değerli okur;
Görevi kamuoyunu, toplumu gerçek ve ispatlı bilgilerle haberdar etmek olan ve de gerçekten gazeteci olan kişiler böylesine bir olay karşısında ne yapar?
Hiç işi gücü yokmuş gibi hakkında tutuklama kararı olan o insanla (Kendisi hakkında da kafalarda soru işaretleri oluşturmak pahasına) oturup sosyal medyada canlı yayın yapıp kaçak bir insanını ona buna saldırtıp reklamını mı yapar? ...
Yani;

O kaçak insana ispatsız belgesiz kaba tabiri ile ateş mi ettirir?!...
Yoksa o İş İnsanına ulaşırsa eğer bir an önce Türkiye'ye dönerek teslim olmasını mı telkin eder?..
Hatta ve hatta yerini yurdunu da öğrenmeye çalışarak emniyet güçlerine yardımcı olabilmenin yollarını mı arar?...
Tabii ki de gerçek bir gazeteci öyle kaçak-kuçak yurt dışında dolaşıp başkaları hakkında çeşit çeşit iddialarda bulunan birini canlı canlı konuşturup şov yapmasına izin vermek yerine, yerini tespit ettirerek emniyete yakalatmaya bakar...
Ve fakat kaçak Emin Adanur'u canlı yayına çıkartan kişi ya da kişiler hiç böyle yapmadı...Yapmıyorlar l...

Peki neden, niçin, ne sebepten bu yolu seçiyorlar sizce?

Çünkü denen o ki;
işlerine böyle geliyor!..

Nasıl yani? Diyerek sual ediyorsunuzdur şimdi kuşkusuz;

Hemen anlatayım tamı tamına da şöyle;
Bursa'nın iş ve siyaset kulislerinden yansıyan duyumlarıma göre;
Malum kaçak şahıs Emin Adanur bu yayınlar vesilesiyle 'Gazeteci' kimliği altına gizlenmiş kişilerle kirli bir ilişki ağı yürütmekte!...
İşte bu ilişki ağı da gazetecilik mesleğimizi çok üzülerek ifade etmekle birlikte yerle yeksan etmekte ...

İddiaya göre 'Adanur -Gazeteci' sosyal medya yayınlarında sistem aynen şöyle işliyor;
Emin Adanur, sosyal medya hesapları üzerinden gazeteciyim diyen kişilerle sözde 'Haber' yayınları yaparak, bazı iş insanları ve belediye başkanlarının isimlerini çeşitli suçlamalarla gündeme getiriyor.
İşte şimdi sıkı durun;
Ancak bu yayınların ardında gazetecilik değil, şantaj düzeni yatıyor.
Velhasıl bu yayınlar birden bire çok değerli mesleğimiz gazetecilik kullanılarak şantaj, çıkar ve tehdit aracına dönüşüveriyor...
Sonrasında neler mi oluyor?
O yayınlarda isimleri kirletilen iş insanları ya da siyasi kimlikler kendilerini temize çıkarmanın bedelini bizzat yüksek meblağlar içeren paralarla ödüyorlar.
Yine işittiklerime göre , bu karanlık ağda,
'Yayın listesine' alınan iş insanlarından sus payları toplanıyor ve iddia odur ki gelen para da bu 'Yayıncılar' arasında pay ediliyor.
Çok iğrenç, çok mide bulandırıcı ve de çok yüz kızartıcı... Öyle değil mi ?

Bursa gibi köklü bir şehir, böylesine kirli pazarlıklarla anılmayı hak etmiyor.
Bu şehir, alın teriyle, emeğiyle, üretimiyle anılmalı ...Gazeteci kılıfına sarmalanmış menfaat imparatorluğuna hizmet eden şantajcılarla ve kaçak işadamlarının gizli ortaklıklarıyla değil.
Ki zaten Bursa'nın hayrına olan da bu iddiaların bir an evvel emniyet birimlerince araştırılması ve varsa ortada iddia edilen suç ya da suçlar gereğinin yapılmasıdır!...
Kanımca bu yazımdan sonra da değerli emniyet birimleri, savcılık harekete geçecek ve böylesine iğrenç bir düzen kurulup Bursa'nın iş ve siyaset dünyasına ' tabiri caiz ise çökülüp çökülmediğini araştıracaktır...

Ayrıca yine kulislerde konuşulanlara göre Emin Adanur yurt dışında kaçak yaşadığı zamandan bu yana iş ve siyaset dünyasından bazı kimliklerin isimlerini 'rüşvet verdiler ya da rüşvet vermeye aracı oldular' diye X'e yazarak o isimlerin suç işlediklerini iddia etti. Amma velakin her nedense aynı Emin Adanur o paylaşımları nedendir niçindir bilinmez bir kaç gün içinde kökten sildi.

Neden sildi?..Niçin sildi?

O paylaşımların silinmesi için ve Emin Adanur'un susması için nasıl ve ya hangi olaylar vukuu buldu ya da kim kime ne verdi ne aldı? İşte tüm bu sualler titizlikle ve detayları ile cidden araştırılmalı.
Bu arada altını çizerek belirteyim;
Mevzunun ne olduğu da çok yakında tüm detayları ile zaten kamuoyuna duyurulacaktır...
Ve asla unutulmamalıdır ki;
Gerçeklerin her zaman ve her daim er yada geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.
Ve o gün geldiğinde sus payları da zinhar işe yaramaz.
Bu arada yazımın sonunda
çok kıymetli atalarımızdan yadigar meşhur bir sözü de hatırlatmış olayım;
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!...
Sizce de öyle değil mi? ...
Gelişmeleri takipteyim.Yeni yazıya değin kalın sağlıcakla...