SON DAKİKA
Hava Durumu

KARINCANIN MANİFESTOSU: 29 EKİM 1923

Yazının Giriş Tarihi: 28.10.2025 14:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.10.2025 14:13

“Filler Sultanı ve Kırmızı Sakallı Topal Karınca’dan Cumhuriyet direnişine”

Asya, Afrika ve Arap halklarının toplumsal belleğine kazınmış bir söz: “Filler tepişir, çimenler ezilir.” Zihinlerimizdeki acımasız bir çivi olan bu gerçek bize güçlülerin kavgasında en masum ve zayıf olanların mutlaka canından olduğunu öğretmiştir. Sadece toplumsal mücadelelerde değil ekonomide, siyasette ve insan ilişkilerinin gerçekleştiği her alanda bu metaforun karşılığı vardır.

İnsanlık tarihinde farklı zamanlar ve mekanlarda nice filler çıkmıştır meydana. Devasa gövdeleri, toprağı titreten adımları ile yaptıkları kavgaların sonu yıkımdır. Bu yıkım en çok da ayaklarının altındaki küçücük karıncaları vurur. Tepişen patronlarsa ezilenler işçi, zenginlerse yoksul, ağalarsa köylü, devletlerse halktır… Çimenlerin altındaki ezilen karınca halkın varlığı önemsenmezken ölülerinin sayıları belli bile değildir ve hatta fıtrattandır!

Anadolu’yu anlatırken tüm dünyaya ayna tutan Yaşar Kemal bize başka bir hakikati gösterir “Filler Sultanı ve Kırmızı Sakallı Topal Karınca” öyküsünde: “Adalet güçle değil cesaretle sağlanır.” Yaşar Kemal halkların zihnine kazılan ve alınlarına yazılan bu acımasız kaderi direniş çağrısına dönüştürür. Çünkü “Çok bela görmüş bir adamdır.” Kemal; dağı, taşı, kuşu, böceği, suyu, hayvanı ve insanıyla memleketi derinden tanır ve aynı derinlikle de anlatır.

Diktatörlüğün ve zulmün sembolü hayvanlar aleminin en büyüğü fillerken, sömürülenler de ufak, güçsüz ve sayıca çok olmaları nedeniyle karıncalardır. Güçlü ve büyük olanların iktidarı, sahip olduğu gücü nasıl kullandığı, toplumu ve bireyi nasıl yönlendirdiği anlatılır bu masalda. Tarihsel açıdan, savaşlar da bu dinamiğin örnekleridir. Güçlü devletler ya da gruplar ideoloji, toprak veya kaynak denetimi amacıyla savaşır. Ancak ortaya çıkan bu savaş karar alma sürecinin hiçbir zaman parçası olmayan sivilleri ezip geçer. Barış içinde yaşamak isteyenlerin sesleri, fil adımları gibi gümbürdeyen güçlülerin kakafonisi arasında duyulmaz olur. 1900’lerin başında Anadolu insanının da sesi cılızlaşmış ve duyulmaz olmuştu.

İngilizlerin, Fransızların, İtalyanların, Yunanlıların fil ayakları topraklarımızdaki tüm çimenleri ezip geçiyordu; canlarımız, topraklarımız, ruhumuz ve geleceğimize dair umudumuz yok ediliyordu. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı örgütlenme ve Amasya Genelgesi’nde kabul edilen “Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” ilkesi ile karıncaların fillere karşı direnişi başladı. Yorgun, yoksul, ordusuz ve cephanesiz olan bu halk Atatürk’ün stratejik önderliği ile birleşerek, örgütlenerek ve inanarak hem kendi tarihlerini kendileri yazdılar hem de tüm dünyadaki ezilen haklara örnek ve umut oldular; tıpkı Kırmızı Sakallı Topal Karınca ve ona inananların Filleri devirmesi gibi… Olmaz denileni silahla değil yürekleriyle kazandılar.

“Benim işim, insanın içindeki güzelliği, direnci, umudu anlatmaktır.” diyen Yaşar Kemal adalete ve özgürlüğe inanan bir Çukurova çocuğuydu. 1970’lerde Türkiye adaletsizlik, sınıfsal uçurumlar, baskı ve sansür gibi sorunlarla boğuşuyor; işçiler, köylüler, yazarlar grevler yapıyor ve haklarını istiyorlardı. Böyle bir ortamda bir yazarın yapabileceği en güçlü şekilde bir masal yazdı. Baskıcı, otoriter ve halkının sesini duymayan devleti fillerle; küçük, zayıf ve ezilmiş halkı karıncalarla resmetti. Kırmızı Sakallı karınca bilge ama topaldı, çünkü bedeniyle değil aklı ve vicdanıyla savaşacaktı, tıpkı Mustafa Kemal’in bacakları olan halkın yoksulluğuna rağmen onları birleştirebilmesi gibi…

Küçüktür karınca ama kendi bedeninin onlarca katını taşıyacak kadar güçlü, sırtında taşıdığı yemeğini diğerleri ile paylaşacak kadar cömert, toprağın altında yaşam alanı kuracak kadar sabırlı, iş bölümü ve dayanışma gösterecek kadar akıllıdır.

Ezilen çimenler daha derine inen kökleriyle yeniden fışkırır topraktan, karıncalar birleşince büyür ve güçlenirler filler kadar; hele bir de direnmeye başlarlarsa, sallanır tahtları devasa fillerin. Bir filin tahtını yapmasa da bahtını belirleyendir Kırmızı Sakallı Topal Karınca.


Zalime karşı her daim mazlumdan yana olan Yaşar Kemal bize hiçbir gücün sonsuza dek zulmedemeyeceğini, hele de halklar birleşirse tarihi değiştirebileceklerini hatırlatır bizlere. Hatırlatır çünkü bu topraklardaki halklar daha yüz yıl önce nice filler devirmiş, nice kahramanlar görmüştür. Bizlere düşen, her ne zaman gerekirse birleşip yeniden ayağa kalkmaktır.

Direnmenin belki de en çok yakıştığı iki büyük yüreğe, iki muhteşem Kemal’e saygıyla; Cumhuriyet Bayramımız kutlu ve daim olsun.

Sevgi’yle kalın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.