Anne,
Senin adınla başlıyor insanın dili çözülmeye,
Senin varlığınla başlıyor yeryüzü anlam kazanmaya.
Ben, senin kalbinde atmaya başladım ilkin.
Ben, senin yorgun gözlerinin içinde gördüm ilk sabrı.
Seninle öğrendim ki, insan bazen mutluluktan da ağlarmış.
İlk gülüşümde, ilk adımımda, küçücük bir “anne” deyişimde gözlerin dolardı hep.
O an anladım: Bir tek sen sevinirken bile ağlayabilirdin.
Çünkü senin sevginde bile bir tür yorgunluk, bir tür dua, bir tür teslimiyet vardı.
Anne,
Sen beni dokuz ay değil, bir ömür taşıdın aslında. Her yüküme ortak oldun, her kırık yerimi avuçlarınla onardın.
Senin ellerin…
Ne zaman tutsam, taş gibi sert ama içi cennet gibi sıcaktı.
Bir çocuğu büyütmek için kaç geceyi uykusuz bırakmak gerekir, ben şimdi anlıyorum.
Kaç öğünü soğuk yemek, kaç duyguyu içine atmak, kaç hayali ertelemek gerekir bir tek “anne” kelimesinin hakkını verebilmek için…
Ama sen sustun.
Toplum susturdu, “görevin bu” dedi.
Sistemin çarkları arasında sıkışıp kalmışken sen, hâlâ süt kokan bir masal gibi anlatıldın.
Oysa ne masalsıydı yorgun omuzların, ne de kolaydı tek başına bir hayatı omzunda taşımak.
Biliyorum anne,
Senin gözyaşların, sadece bana değil, bu dünyanın tüm yüklerine aktı.
Savaşlar senin çocuklarını aldı.
Yoksulluk senin tencerende kaynadı.
Eşitsizlik senin sesini kıstı.
Senin gibi milyonlarca kadın, “anne” olmanın kutsiyetine sığınıp, kendi yalnızlığını susturdu.
Kimi zaman hakkını aramak suç sayıldı, kimi zaman varlığın bir gölge gibi görüldü.
Ama sen yine de sevdin.
Koşulsuz, karşılıksız, ödülsüz.
Çünkü bir çocuk, annenin kalbinde sadece evlat değil, bir anlamdır.
Ben bugün bir insan olabildiysem, bu senin görünmeyen emeğindir.
O gömlekteki ütü izinde, o gecenin sessizliğinde, o sofranın bir köşesinde hep sen varsın.
Ve şimdi biliyorum;
Bir anne, yalnızca doğurmaz. Bir anne, inşa eder. Sabırla, sevgiyle, direnişle…
Bu yüzden Anneler Günü, senin alın terinin, kalp çarpıntının ve sustuklarının günüdür.
Kutlu olsun değil yalnızca, duyulsun, hissedilsin ve artık değişsin istiyorum.
Hiçbir anne, yoksulluğun, adaletsizliğin ya da şiddetin kurbanı olmasın.
Hiçbir anne, yalnız bırakılmasın kendi emeğinin içinde.
Ve hiçbir anne, yalnızca fedakârlığıyla değil, kendi adıyla da var olsun.
Senin çocuğun olmanın onuruyla yazıyorum bu mektubu.
Ve kalbimin en kıymetli yerine senin adını yazıyorum: Anne.
Canım annem başta olmak üzere tüm annelere minnetle…